Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Türk dizileri ve rezil ihracatı Siz de sağdan soldan duymuşsunuzdur "Dünya'nın en çok dizi ihraç eden ikinci ülkesiymişiz" diye. animasyon yapımları saymazsak, evet bu doğru bir veri. "Ulan bu diziyi de kim izliyor" diye baktığımız şeyler aslında diğer ülkelerden para kazandırdığı için hala varlar. buna herşeyden ari bakarsak büyük bir pazarlama başarısı diyebiliriz tebrikler Türk yapımcılar. fakat işlenen konuları ve işin niteliğini hiç düşündünüz mü? Satıyoruz da neyi satıyoruz hiç uzaktan bakıyor musunuz? Bir kısmımız Türk dizisi izlemeyi çoktan bıraktı. bu işin niteliğiyle ilgili bir tutumdu. İnsanlar boşuna Netflix'i izlemiyor ya da sadece konular ilgisini çektiği için izlemiyor. En başta işlerin kalitesinden dolayı bu davranışı sergiliyorlar. tabii kaliteyi alırken, arkadan pek çok şey de itelenmiyor değil. Netflix bu konuyla ilgili çok tepki görüyor ama hiç kendi dizilerimize bakmıyoruz. Her dizimizde muhakkak bir gayrimeşru durum, ahlakı çöküntü söz konusu ya da sosyo-ekonomik bir kompleks mevcut. Halkımız bu mesajlarla sürekli kodlanıyor. Çünkü kameraya çekilmiş herşey insanın fikri dünyasını bir manada hapseder. Bir olayı ya da kişiyi ekranda izlemek onu daha önemli bir hale getirir. Kitap okumak da biraz öyle. İnsanlar kitaptan okuduğu her şeyi doğru kabul eder, okuma eyleminin her medeniyette kabul görmüş ulviliği buna sebep olur. fakat kitap hayal kurmayı engellemez. ee hayal dünyası dizilerle kontrol altına alınmış bir toplum ne üretebilir ? Bol bol yalandan saçma sapan güya aşk hikayesi. sonra yeni nesil olacak diye serzenişte bulunuyoruz. bu teknolojiye hakimiz ama onuda kötü amaçla kullanıyoruz. bu ülkenin insanlarına katliam uyguluyoruz farkında değiliz. Peki sadece bu ülkeye mi ? Bütün Kuzey Afrika ve Arap ülkeleri bizim dizilerimizi izliyor. Güney Kore, japonya, hatta Güney Amerika ülkeleri. Bizim bile izlerken hayretler içinde seyrettiğimiz o yapımların bizi sergilediğini düşünüyor bu milletler. Pardon da bu satılan dizilerde kültürümüzü ya da hayatımızı temsil ettiğini düşündüğümüz tek bir konu bile yok belki. Hayat görüşü fark etmeksizin herkesçe ahlaksız bulunabilecek konular işleniyor. Ensest ilişkiler, kadına ya da erkeğe şiddet, cinayet, mafyalık, yalan yanlış tarih, aldatma vs. Biliyorsunuz işte. Ya benim çocukluğumda Güney Amerika dizileri vardı ; Yalan Rüzgarı, Rosalinda, Marimar gibi izlerken bazen utanır sıkılırdık o günün ahlak şartları gereği gözümüzü filan çevirirdik. O konular bize çekici geliyordu herhalde bizde olmadığı için o dönemde, ahlakımıza uymamasına rağmen. Düşünün ki şimdi nasıl bir ahlak seviyesine geldiysek onlar bizi hayretle izliyor. Dönüp bugün o dizilere baktığımızda hepsi birer masum aşk hikayesi kalır bizimkilerin yanında. Güney Amerika dizilerinden bahsediyorum. Kendi milletimizi zehirlediğimiz yetmedi, bir de diğer milletlere göz diktik. Devletin de turist geliyor diye ses etmek işine mi gelmiyor anlamadım. Bunun için gelen turistten nolur ki ? Adam Topkapı Sarayı'na geliyor, sonra koşarak Harem Dairesi'ne gidiyor, sen de bunu onlara ekstra bir ücretle satıyorsun, bu amaca farkında olmadan büyük hizmet ediyorsun. Tarihçiler de çıkıp "Harem aslında böyle bir yer değil" açıklaması yapmak zorunda kalıyor, dinlersen. Kendine balta vuran bir millete kim ne yapabilir ALLAH aşkına. Olanca yetenekli şair, bilim insanı ya da sanatçı kadınımızı dizilerde padişah'a dansöz yap, sonra de ki bu ülkede kadına değer verilmiyor. evet verilmiyor, çünkü bu diziler çekiliyor. Sadece dizi mi ? Eğlence ya da kadın programları da tüm pornografik senaryo ve görüntüleriyle izleyiciyle buluşuyor. izlerken iyi, benzer bir vaka gerçek hayatta gerçekleştiğinde duyarlılığı tutuyor adamın. yahu ona ne bakıyorsun, o sonuç, sonuç. işletilen denklemin sonucu o. Para ve geçici şöhret karşılığında oyuncu dediğimiz her konuda kendini duyarlı hisseden adamlar da bu sistemin askeri oluyor. dizide kadını dövüyor, normal hayatta kadına şiddete hayır tweet'i atıyor. Yersen. Uyanın artık, birileri bu konuya itiraz etsin, isyan etsin. ancak bu haklı isyan sonucunda değişim gerçekleşebilir, kıyım son bulabilir. Ben sürekli bunlarla kodlanmayı reddediyorum. Talha gülören
·
134 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.