Serinin önceki kitabının(Dünyanın en güzel tarihi) devamı varsayılabilecek bu eserde daha çok insanın,insanileşme süreci,avcı toplayıcı toplumdan yerleşik düzene geçişin beraberinde getirdiğı daha çok kültürel kodların değişimi ve çeşitliliği üzerinde durulmuş.İnsanlık tarihi içinde kendimizi konumlandırmadaki anlam arayışımız hiç şüphesiz devam etmekte.En güzel tarihimizi ne zaman buluruz bilmiyorum ama uygarlık kurmadaki çabamız Cilalı Taş Devrinden pek de farklı sayılmaz.Deforme yanlarımızı düzeltmektedikçe,yozlaşmış etik değerlerimizi gözden geçirmedikçe,doğayı tahrip etmek yerine ona dönmedikçe başarılı olacağımızı düşünmüyorum.