Gönderi

Özgürlüğün Yolu Tanrı'yı Reddetmekten mi Geçer.
Bir kadın(Bütün kadınlar için söylüyorum) yaşamının sonuna kadar bir/birçok erkeği sevmekten ve bir/birçok erkeğe yaklaşmaktan uzaklaştığında, bir erkekte (Bütün erkekler için söylüyorum) yaşamının sonuna kadar bir/birçok kadını sevmekten ve bir/birçok kadına yaklaşmaktan uzaklaştığında, anne çocuğuna merhametten vazgeçtiğinde insanlar da Tanrı'dan ve Tanrı'ya tapınmaktan vazgeçebilir belki.Dünyaya bakın insanların bir erkeği ya da bir kadını sevmek için, annenin evladına merhameti nedeniyle yanıp tutuştuklarını göreceksiniz.Bir erkeği ya da bir kadını sevmek, annenin çocuğuna merhameti Tanrı'yı sevmekten başka mı dersiniz.Neden? Bir kadının bir erkeği sevmesi, bir erkeğin bir kadını sevmesi, annenin evladına merhameti doğuştan olan doğasından kaynaklanan özgürce bir durum mu?Bunlar olması gereken insanı bir durum da Tanrı'ya inanmak ve sevmek akılsızlık ve kölelik mi? Neden?Bir kadın bir erkeği sevdiğinde ve bağlandığında özgürlüğünden ödün vermiyor mu?Anne evladına merhameti nedeniyle özgürlüğünden ödün vermiyor mu? Bağlardan kurtulduğumuzda kısmende olsa özgürleşeceğimiz açık ama kim ister korkunç ve yalnızlık içindeki kısmi özgürlüğü.Özgürlüğe giden yolun Tanrı'yı reddetmekten geçtiği düşüncesi ne budalaca.İnsanların zengini de fakiri de sürgündedirler.Kimi parasının, kimi otoritenin, kimi gücün, kimi aklın, kimi bilimin, kimi de Tanrı bilincinin esiridirler.Sürgün alanındaki insanların genel eğilimi ya diğer insanlara, ya arzularına, ya da Tanrı'ya iltica etme yönündedir.İsteyen istediği kulluğu seçebilir.
··
210 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.