Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

331 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Bilinmeyen bir ülkede bir anda bir adam, bir sebebi olmaksızın "kör oldum" der. Böyle başlar kitap. Sonra yine nasıl olduğu bilinmeksizin körlük herkese bulaşır. Bu "körlük" içinde insanların yaşayabilme çabası da başlar. Devletin bu körlüğü önleme çabası(kurtulma) onları, bir akıl hastanesine(karantina) yatırıp kontrol altına almaktır ama "beyaz körlük" denilen bu körlük, kapağı açılmış barajın suları gibi önüne kattığı herkesi yutar ve kör eder. Devlet, kamu düzeni, bürokrasi kalmaz ve kaos başlar. Devletsiz, kimsesiz bu körlerin hayatta kalma çabasını baltalamaya çalışan başka körler. Evet, bu en zor durumda bile vahşi dürtülerini engelleyemeyen "çiğ zalimlik" gereği bu zalimliklerini göstermekten çekinmeyen diğer başka körlerin varlığı. Hem kör hem zalim(gerçek hayatta da var bunlardan) Herkes kör olurken kör olmayan tek kişinin kör olmama sebebini anlayamadım. Öğrendiğim kadarıyla toplumun "aydın yüzü" imiş. Finaldeki şu diyalog: +Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük. -Gören körler mi? +Gördüğü halde görmeyen körler. yazarın 300 küsür sayfa boyunca hayali bir körlük üzerinden mesaj verdiğini düşündürttü bana. Somut bir körlük üzerinden soyut körlüğümüzü anlatmaya mı çalışmış yoksa ikisinin de önemini mi vurgulamış yazar bilinmez. Muhtemelen ikinci seçenek ama birincisi. Ya da bakmakla görmek arasındaki farktan bahsetmiştir belki. En nihayetinde beyinden sonraki en önemli organımız olan gözün, ister somut ister soyut olsun yetisini kaybetmesinden bahseder uzun uzun. Öğrendiğim kadarıyla yazarın farklı bir tarzı varmış. Diyaloglar, diyalog şeklinde değil düz bir yazı şeklinde verilmiş. Bütün bu diyaloglar ve yazarın düşünceleri, virgüllerle ayrılmış ancak virgül sayısı inanılmaz. Rastgele bir sayfada saydığım virgül sayısı 51'di.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,5bin okunma
·
133 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.