Sırtı otlanmış toprak yığınının eteğinde, eski dinlilerin mukaddes diye saygı gösterdikleri yaşlı bir bataklık meşesi vardı. Onlar, dolunay gecelerinde ay kızlarının oraya toplaştıklarına inanırlardı. İçlerinden bazıları, o tatlı yüzlü, mavi urbalı bakireleri, gece balıkçılları gibi süzüle süzüle gökten inerken gördüklerini iddia ederlerdi Bunlar güya o koca meşenin iki yana uzanan dallarına konup şarkılar söyliyerek gümüş iğlerini çevirirlermiş. Sazlık perileri de suyun içinden onlara cevap verirlermiş.