Nitelikli okur çevresine sahip kendisine has üslubuyla benim bayıldığım bir yazar kendisi. Hayatının büyük bölümünü sürgünde, Paris’te sürmek zorunda kalmış. Üstelik gerçek bir enternasyonalist. Latin Amerika’nın siyasal acılarını derinden yaşamış, paylaşmıştır. Öyle ki yazılarında, toplumdaki sıkışmayı, patlamayı okuyucuya birebir hissettirmiştir. Metaforları ustaca kullanması, her bir öykünün adeta bir kişiliğinin olması da onu eşsiz yapıyor. Kitaptaki öykülerden en çok beğendiklerim “Otobüs” ve “Ele Geçirilmiş Ev” oldu.
“Ele Geçirilmiş Evde” sakinlerinin aslında terk etmek zorunda kaldıkları ev Arjantin’i simgeliyor. Yazılarımı güncel gerçeklikle harmanlamak dengeyi kurmak zorundayım diyen bu yazarı tanımanızı isterim. Keyifli okumalar ;)