Gönderi

-Tembelliği bırak, dedim, vakit yok, haydi, işle, çalış, şu sütunu doldurmak için lazım gelen sermayeyi bana ver! Ben böyle söylerken kendimi müflis bir kocanın müsrif karısına benzetiyordum, nev'an-mâ erkeğime "Elbise isterim, haydi koş, para bul!” diyordum. Dimağım yalvarmağa başladı: -Zalim adam, dedi, hiç merhametin yok mu, bak ne kadar mecalsizim... Bu isyan üzerine hiddetleniyorum, işkenceci Salim'i çağırır ve falaka emreder gibi: - Gel, kahveci, diyorum, bana bir sade kahve, bir tutam da enfiye, bir de sigara! Bunlar dimağıma karşı sık sık istimal ettiğim terbiye ve tenkil vesaitindendir, kamçı, silah ve sopa nevi'nden... Bir, bir daha, bir aksırık, puflayış, bir höyürtü... İşte enfiye, sigara ve kahve vazifesini ifa etti. Dimağım emirlerime muti bir hale geliyor.
Sayfa 101Kitabı okudu
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.