Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

125 syf.
9/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Jean Genet kendisinde 20. yüzyıl Fransa'sının ötekileştirdiği neredeyse her özelliğe sahiptir. O bir hırsızdır, bir anarşist, bir eşcinsel… Bunun yanında oyun yazarı, politik aktivist, düşünür gibi sıfatlara da sahiptir. O isimlerini hiç önemsemez. Toplumun tüm yapılandırmalarına, kalıplarına, değerlerine karşı çıkar. Bunu göstermek istercesine isimden isme dolaşır. Sartre'a göre bir aziz, Jelloun'a göre bir yalancıdır. Fakat o hepsinden kaçmak ister. Girebileceği her türlü kalıba kendisini sokarken bir öncekine arkasını dönüp bakmaz bile. Bir süre hırsız olur, ardından mahkum olur. Sonra Sartre ve dönemin edebiyatçıları tarafından kurtarılır, politik aktivist kimliğine girer. Bir süre sonra ne olacağına dair kimsenin tutmayacağını bildiği sözler verir. O aynı zaman da iyi bir şairdir; görmediklerine tanıklık eder, yalanlarına kendisini de inandırır. ''Hakikat yalnızca galiplere ait değildir.'' der vakti zamanında. Onun için hakikat hiçbir yerdedir. Özellikle onun bulunduğu yeraltı dünyasında hakikatin gölgesini bile görmek mümkün değildir. Genet, Balkon oyununu yanılsamalar ve düşler üzerine kurar. Toplum yapılandırmasını bir genelev tasviriyle sunmaya çalışır. Orası bu sefer kendisinin içinde bulunmadığı bir yeraltı dünyasıdır. O kendi dünyasına eserlerinde birçok noktadan işaret eder fakat asla adımını atmaz. Çünkü artık sıradan bir oyun yazarı kimliğindedir. Oyununda yaşananları kendisi de bir seyirci gibi balkondan izlemek zorundadır. Tasarladığı genelevde bir yargıç, piskopos ve general bulundurur. Bu üç anti- kahraman, simgeledikleri toplum organları değildirler. Geneleve olmak istedikleri kişiye bürünmek, düşlerini gerçekleştirmek için gelirler. Oyunun başında insanlara nutuk çeken piskoposun aslında bir memur olduğu anlaşılır örneğin. Ya da karakterlerin beklediği emniyet müdürü imparatorluk kurma uğruna devrimcileri öldürmeye başlar. Toplumun ezilen, hor görülen kişilikleri böylece ezen tarafa, birer anti-kahramana dönüşür. Bu anti-kahramanların da kendilerinden haberi dahi yoktur oysa. Genet’ye göre insanın kendi kimliğinin farkına varabilmesinin tek yolu, onun yansımasını bir başkasında görmektir. Oyunun her sahnesi aynalarla doludur. İnsanlar algılayamadıkları kimliklerine aynalarda şahit olurlar. Neye dönüştüklerinin, neyi düşlediklerinin birer yansımasıdır aynalardaki görüntüler. Karakterler oyun içinde aynalarla karşılaştıkça kendi eylemlerine dair cevaplarını bilmedikleri sorular sormaya başlarlar: ''Hadi ayna, hadi, yanıtla beni. Buraya kötülük ve masumluğu keşfetmek için mi geliyorum?’’ Bir anlamda aynalar karakterlere dünyadaki mevcudiyetlerini kanıtlarlar. Genet'nin karakterleri toplumun onlara itelediği rollere uygun yaşamakla yükümlüdürler. Aslında bir memur olan karakterin karşımıza piskopos olarak çıkışı bu rol kavrayışına getirilen trajik bir başkaldırıdır Balkon'da. Karakterler rol yapmaya, yalan söylemeye o kadar alışırlar ki bir süre sonra tek düşleri başka bir rol olur. Oyunun içinde oyun oynanır. İnsanlar istedikleri kişinin kılığına bürünüp oynamak için genelevin sahibine para öderler. Genelev gerçek işlevinden çıkmış, insanların yaşamak için en temel ihtiyaçlarından birisi oyun oynamaya dönüşmüştür. Evin balkonu da bunun için tasarlanmıştır. Genet'nin bizzat kendisinin de yaptığı gibi karakterleri yeraltından çıkıp onları ezenlerin dünyasına balkonda girerler. Bunlar yaşanırken dışarda ise devrimcilerin isyanı baş gösterir. İsyan iyiden iyiye büyüyünce dışardaki gerçek yönetici sınıfının görevleri sona erer ve oyuncular oynadıkları kişilerin içine girer. Oyun gerçeğe dönüşür ki istenilen şey bu değildir. Öyle ki kurulu gerçek, her an alaşağı edilebilecek bir düzendir. Oyun ve gerçek birbirine karışabilir, bu yalnızca bir ana bakar. Oyunun gerçeğe dönüşümü canlandırılacak nesneleri de ortadan kaldırır. Aslında özne kimlikleri de değişmiştir, şimdi eski ezenler ezilenleri oluşturmuş, yeni oyuncular da onlar olacaktır. Oyun hiç bitmeyecek, roller sürekli değişecek, gerçeğin tek işlevi her zaman farklı bir yalana inandırmak olacaktır. Sartre bir çalışmasında Genet için şöyle der: ''O ölü bir adamdır; hala yaşıyor görünüyorsa bunu, bazı insanların mezarlarındaki ölülere yakıştırdığı şu kurtçuk varlığında sürdürür. Bütün kahramanları yaşamlarında en az bir kez ölmüşlerdir.'' Genet ölü bir adamdır evet, karakterleri de öyle. Genet'nin insanları yaşamak nedir bilmez. Onlar her zaman var olma arzusu dışında ölümü arzulamışlardır. Fiili ölümlerini değil, kişiliklerinin ölümünü. Bir benliklerini öldürüp diğerine geçmek tek hayatta kalma kaynaklarıdır. Öyle ki onun eserleri hayatın dışında, ölümün kıyısındadır. Tüm karakterleri ve kendisi de bu yüzden ölümün çizgisinden en az bir kez geçmiştir. Onu diğer oyun yazarlarından ayıran şey de budur işte: Kişiliklerin ölümü uğruna oyun oynamayı kabul etmek. Genet oyun içindeki oyununu bilinçli oynatır. Diğer oyun yazarları oyunun doğal, gerçeğe yakın olması için çabalarken Genet hepsine karşı çıkarak asıl doğal olanın yalanlar ve kurallar olduğunu göstermeye çalışır. Onun karakterleri bir yalanın kurallarına göre oynarlar. Hırsız kadın suçunu itiraf ederken cellat bağırır: ''İtiraf zamanın gelmedi. Önce inkar et!'' Çünkü yargıcın da, celladın da varlık amacı suçlulardır, hırsız kadın oyunu kurallara göre oynamazsa onlar da oyunun içinden silinip giderler. Karakterlerin birbirlerine ihtiyacı vardır. Genet'nin kendisinin de bir hırsız kimliğine olduğu kadar oyun yazarı kimliğine ihtiyacı vardır. Kimlikleri onun zaaflarıdır ve o, hepsinden kaçmayı seçer. Bataille'in de söylediği gibi, ''Genet'nin yapıtlarındaki özgünlük yapıtların şiirsel gücünden değil, zaaflarını göstermesinden kaynaklanır.'' Eserlerini yazarken okuru asla umursamaz, olması gereken de budur. Bu yüzden okur olarak onunla her bağ kurmaya çalıştığımızda o ipi kendisi koparır. O, ona atfedilen her şeydir. Hem bir aziz, hem de bir yalancıdır. Onun birden fazla şeytanı vardır, eserlerinde onları bize bulaştırır ve sonra, yine, kaçıp yeraltındaki dünyasına sığınır.
Balkon
BalkonJean Genet · Ayrıntı Yayınları · 2021199 okunma
·
681 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.