İnci - John STEINBECKAh John Steinbeck!
Seni her okumuşumda bu kadar duygulanmak zorunda mıyım?..
İnci, öyle bir kitap ki, daha ilk satırları okurken etki altında kalacağımı hissettim. Ama o etkinin bu denli büyük olmasını beklemiyordum. Uzun zaman oluyor bir kitaba "9" puan vermeyeli. Notu kıt öğretmenlerdenim sanırım.
Kısa bir eser, John Steinbeck'in hayatı, eserin künyesi, Tomris Uyar'ın muhteşem sunuşu ve kısa ama etkileyici altı bölümden oluşuyor. Elinize en fazla iki defa alırsınız. Mekan ve psikoloji betimlemeleri başarılı, verilmek istenen mesaj net bir şekilde verilmiş. Steinbeck yaşadığı coğrafyaya sığmayan, o coğrafyanın kabullenemediği insanları öyle güzel anlatıyor ki... Hele o her şeye rağmen var olan umutları...
"Oğlumuz okuma yazma öğrenmeli." Bunun bile çok zor olduğu bir coğrafyada böylesine bir ideal için çabalayan bir aile, çocukları için canını verecek bir anne ve tüm bunlardan habersiz minicik bebekleri... İçimi dökeceğim şimdi adı "spoiler" olacak.
Kötü bir alışkanlığım var. Kahvaltılarda Kemal Sunal filmleri izlerim. Bu sabah "Talih Kuşu" filmini izledim. İkramiye çıkmadan önce kendisine bayram hakkı bile tanınmayan Osman Abalı zengin oldu sanılınca etrafı tarafından çok farklı muamele görüyor ve filmin sonunda hiçbir zenginliği istemiyordu. Eser tam da o filmin üzerine geldi. Bir "inci" ile hayatı değişen bir aile... Hep şunu söylerler: para insanı değiştirir diye. Para, parayı bulandan çok onun çevresini değiştiriyor sanırım.
"Derler ya, insan asla doymak bilmez diye, yüzünü verseniz ille de astarını ister diye. Bu sözler insanı kınama amacıyla söylenir, oysa insan soyunun en büyük yeteneklerinden biri, onu elindekiyle yetinen hayvanlardan üstün kılan bir yetenektir bu."
Her şeyin dozunu kaçırıyoruz. İstemenin bile:
"Bir şeyi çok fazla istemek iyi değildir. Bazen şans ters dönebilir yoksa. Ayarında istemeyi bilmeli kişi."
Hep bir umutla yaşıyoruz. Hikayenizi iyi devam ettirebilme umuduyla. "Ta beşikten mezara dolandırıldığımızı biliyoruz. Yine de yaşamayı sürdürüyoruz." Ertesi güne yine umutla uyanıyoruz.
Eseri okuduktan sonra sıcağı sıcağına inceleme yapmayı da hiç beceremem. O duygu yüküyle birbirine girer cümlelerim. Size yansıtabildim mi bilmem ama etkileyici bir eser. Okuyun derim: İki saatte bitirir, üstüne düşünmeye iki gün verirsiniz. Belki daha fazla. Ben 15 yıl önce okuduğum Fareler ve İnsanlar'ı düşünür dururum hala...
Buraya kadar okuduysanız eğer paylaşarak daha çok kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz.