Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
5/10 puan verdi
Açıkçası Bizimkinin ön planda olmadığı ciltleri sevemedim. Yok oradan bağlanmış, yok buradan şu çıkmış, beni bir türlü yakalayamadı bu ciltler. Tamam, bunlar tabii ki güçlü bir yazar yetenekleri. Fakat Sandman’i daha çok tanımak, daha çok görmek istiyorum. Bu durum serinin akışını ciddi biçimde zedeliyor. Rüya Kral’ına Rockstar derken bu kadar ciddiydim işte. Olmuyor onsuz. Sevmek tek kişiyle olacak iş değil. Sevilmemek de öyle. İstiyorum, Düş’ü, görmek istiyorum. Kvothe olsa görmesem de olur. Auri’nin tekil hikayesini bile neredeyse Kvothe’un hikayesinden daha çok seveceğim. Elodin için de aynısını derim. Yahut Fitz yerine Soytarı’yı, Dokuzparmak yerine Jezal’ı, Arthur Dent yerine Ford Prefect’i okurum. Yadırgamam. Sandman’de bu durum olmadı. Bu iyi mi kötü mü bilemedim. Karakteri sevdik sevmesine, e kardeşim aşk duyulan bir kadını özler gibi özlüyorum seni. Bak adam yazmış, uğraşmış, özlemeyeyim seni. Eh, tabii ki bu kadar yazıdan sonra olumsuz görünecek değerlendirmem, ama öyle değil. Kadın karakterlerimizi sevdim. Hepsini de beğendim. Ancak özellikle Wilkinson’a ayrı bir sempati duydum. Gaiman iyi iş çıkarmış. Hikaye iyiydi, Barbie’yi daha önceki 1. veya 2. ciltte görmüştük, tam hatırlayamadım şimdi. Şimdi sorun dediğim kısım; yani Morpheus’un az yer alması ve bunun okuyucu üzerinde kötü bir etki bırakmasına geliyor. Ana tema Bizimkinin hikayesi olmadığında, okuyucu negatif etkileşim alabiliyor. Gerçekten ilginç bir ilerleyiş var. Önceki cilt tavanı delip geçerken bir sonraki cilt sönük kalabiliyor.
Sen Oyunu - Sandman 5
Sen Oyunu - Sandman 5Neil Gaiman · İthaki Yayınları · 2018413 okunma
·
264 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.