Buyruğu yerine getirdim. Ötüken'e selâm.
Hüseyin Nihal Atsız ve Bozkurtlar.
Çokça duyduk bu iki ismi.
Hüseyin Nihal Atsız, siyasi ve politik fikirlerin, yığınların oklarının hedefi haline gelmiş yazarlarımızdan birisi olsa da şüphesiz ki yakın tarihimizin en büyük yazar ve Türkologlarından birisi o. “Bozkırda doğmuş olan ben bile, bozkır hayatını, hiç bozkır görmemiş Hüseyin Nihâl Atsız kadar canlı anlatamazdım.” der, Cengiz Aytmatov, Atsız için.
Bozkurtlar; Atsız’ın 1946’da yayımladığı ve ilk romanı olan ‘Bozkurtların Ölümü’ ile 1949’da yayımladığı ‘Bozkurtlar Diriliyor’ adlı iki eserinin tek kitapta buluşmuş hali. Arka kapakta da okuduk: Atsız’ın müsaadesi ile Bozkurtlar adı altında tek kitap olarak 1973’den beri yayımlanmakta.
Sözü uzatmaya lüzum yok!
Kurt başlı sancağın altında; Kür Şad, Almila, Tonyukuk, İlteriş Kağan, Karabuka ve daha niceleri...
Ve bu niceleri ile birlikte, Türk kültürüne, yaşayışına, töresine, askerliğin Türk kültüründe ki yerine, akınlara, savaşlara, ölüme ve dirilişe; kılıç sesleri ve at kişnemeleri eşliğinde şahit olacağız.
Delinse yer; çökse gök, yansa, kül olsa dört yan
Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan.
Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan;
Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz!
Naçizane tavsiye; eseri okurken çok daha fazla keyif alabileceğiniz bir basım: Bozkurtlar (Kırmızı Ciltli)
Buyurunuz.