Gönderi

94 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Uçsuz bucaksız ebediyet içinde, kibir ve tutku ile "kanallar kazıyıp saraylar yapan", kendini ve dünyayı tüketen biz "sonlu" insanlar için aşkı aptallık, çocuk yapmayı salaklık, sanatı Tanrının görüntüsü olduğunu düşündüğü ruha ulaşmanın emsalsiz yöntemi olarak gören Flaubert, bilimin gereği olan sürekli ve her şeyden kuşku duyma ve sorgulamanın yaşamına anlam katmak ve ruhunu zenginleştirmek yerine kendini büyük bir boşluk içinde yalnızlaştıran ve kendi tercihi ve tabiriyle aptallık yerine genç yaşta deliliğe (!) götüren yaşamını sorguluyor bu otobiyografik özellikler taşıyan ilk romanında. Sekiz yaşında yazmaya başlayan Flaubert'in, lise yıllarında 17 yaşında yazdığı, melankolik aşkların erken yaşta yalnızlaştırıp tükettiği bu gençlik otobiyografisi; romantik bir realist, Einstein ve Carl Sagan gibi Spinoza'nın Tanrısına inanan bir panteist (vahdet-i vücudçu) ve mükemmeliyetçi olarak bilinen Flaubert'in kendisinden sonra bir çok yazar ve sanatçıyı etkilemiş büyük bir yazar olduğunu gösterir. Okunmalı...
Bir Delinin Anıları
Bir Delinin AnılarıGustave Flaubert · Sel Yayıncılık · 20222,156 okunma
·
301 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.