Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir insan başka bir insanın yokluğundan nasıl sağır olabilir.
SABAHATTİN ALİ’NİN KÜRK MANTOLU MADONNA ROMANIN DA YAŞ VE YAŞANTI Özet Kürk Mantolu Madonna romanı, Sabahattin ali’yi “toplumcu” biri olarak özetlemektedir. Roman, uzun hikaye tarzında ve Raif Efendin’nin siyah kaplı bir deftere yazdığı notlarla bizlere ulaşır. İnsanın, kaç yaşında olduğu, sadece sayılardan ibaret değildir. bireyin başından geçen olayları, arkasında bıraktığı zaman ve merhaba dediği her insan kişinin yaşantısını etkiler. Bu makalede geriye dönüp bakıldığında yaşandığı her günün farklı detaylardan meydana geldiği, fakat hafızalarda yer edinen anı sayısının az olmasının sebeplerini okuyacaksınız.tecrübesini ve usta yazarlığıyla bilinen Sabahattin Ali’nin mürekebinden iki kapak arasına dökülmüş bir şah eserdir. Anahtar kelimeler Sabahattin Ali, tecrübe, yaşantı, içe kapanık, ömür,roman, uzun hikaye 1.Giriş 1.1 Sabahattin Ali’nin Hayatı, Edebi kişiliği ve Eserleri Türk Edebiyatının en önemli yazarlarından olan Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907 tarihinde Gümülcine’de doğdu. İstanbul İlköğretmen Okulu’nu bitirdikten sonra bir yıl Yozgat’ta öğretmenlik yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 1928 yılında Almanya’ya gönderildi. 1930 yılında döndükten sonra Aydın, Konya ve Ankara ortaokullarında Almanca öğretmenliği yaptı.Sabahattin Ali, Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü’nde memurluk, Devlet Konservatuvarı’nda dramaturgluk gibi görevlerden sonra 1945 yılında bakanlık emrine alındı. İstanbul’da Markopaşa adlı mizah gazetesini çıkardı. 1948’de bir yazısı nedeniyle tutuklandı ve üç ay kadar hapis yattı. Sürekli izlendiği için yurt dışına kaçmak istiyordu. 2 Nisan 1948’de Kırklareli dolaylarında bir kaçakçı tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Henüz 41 yaşındayken ve en çok ürettiği bir dönemde cinayet sonucu hayatını kaybetti. Bu kısacık yaşantısında Türk Edebiyatında, unutulmaz eserler bırakan büyük bir yazar olarak yerini almıştır. Sabahattin Ali, edebi ürünlerinin yanında toplumsal sorunlara da duyarlı bir kalemdir. Ülkenin ve dünyanın gidişatı üzerine bir çok yazı kaleme almıştır. Çok yönlü sanatçı bir özelliği vardır. Şiir, hikâye ve roman yazmış, çeviriler yapmıştır. İlk yazıları, 1925/26 yıllarında Balıkesir’de çıkmakta olan Irmak dergisinde yayımlanmıştır. Öykümüze gerçekçi ve yeni bir soluk getirmiştir. Öykülerinde; tanımlamakta güçlük çektiğimiz kimi duyguları ustalıkla anlatmış, insanın zavallılığını ve gücünü şaşırtıcı ve sağlam bir üslupla, zaman zaman masalsı ve destansı bir anlatımla yansıtmıştır. Değirmen (1935), Kağnı (1936), Ses (1937), Yeni Dünya (1943), Sırça Köşk (1947). Halk şiirinden esinlenerek yazdığı şiirlerini Dağlar ve Rüzgâr’da toplamıştı (1934). Sabahattin Ali, romanlarında da insanın ruhuna ayna tuttu ve gerçeğe bu aynadan baktı. Kuyucaklı Yusuf (1937), İçimizdeki Şeytan (1940), Kürk Mantolu Madonna (1943) adlı romanlarında, okurların gerçekliği daha derinden algılamasını sağladı. Sağlığında yayımlanmış dokuz kitabına, Varlık dergisinde tefrika edilen Esirler (1936) oyunu da eklenince on kitabı, yedi ciltlik bir külliyat halinde Varlık Yayınları arasında tekrar basılmıştı (1965/66). Bütün Eserleri önce Bilgi Yayınevi’nde, sonra Cem Yayınevi’nde yeniden basıldı. Bu arada Hikmet Altınkaynak’ın Sabahattin Ali – Markopaşa Yazıları ve Ötekiler (1987) derlemesi de adı geçen dizide çıktı.(bilgitor.com/sabahattin-ali-...) 1.2 Sabahattin Ali kürk mantolu madonna Hayatımıza giren insanlarla birlikte geçirdiğimiz zaman dilimleri her ne kadar güzel olsa da, bir gün son bulacaktır. Raif Efendi de Maria ile geçirdiği demlerin güzel oluşundan ötürü, son bulmasını istemez. Raif, yaşadığı çevreden dolayı içine kapanık ve utangaç birisidir. Taaki Mariyayı tanıyana dek. ‘’Maria Puder bana bir ruhum bulunduğunu öğretmişti. Ve ben de onun, şimdiye kadar rastladığım insanlar arasında ilk defa olarak, bir ruhu bulduğunu tespit ediyordum. Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman sahiden yaşamaya, ruhumuzla yaşamaya başlıyorduk’’ (Ali,2012,87). Maria ile Raif Efendinin yaşantıları, birbirinden uzak iki farklı çevrelerde olmalarına rağmen, birbirileriyle tanıştıklarında oldukça yakın arkadaş olmuşlardır. İnsanların kendi aralarında kurallaştırdıkları yaş kavramı, kendi hayatlarını yönlendirmede oldukça etkili olmuştur. ‘’Yılbaşının da sence hiçbir hususiyeti yok mudur’’ diye sordum hayır dedi. ‘’Senenin diğer günlerinden ne farkı var sanki tabiat onu herhangi bir şekilde ayırmış mı ömrümüzden bir sene geçtiğini göstermesi o kadar da mühim değil, çünkü ömrümüzü senelere ayırmak da insanların bir uydurmasıdır. Doğumundan ölüme kadar uzanan tek bir yoldan ibarettir ve bunun üzerine yapılan her türlü taksimat sunidir’’(Ali,2012,110). Raif Efendi ve Maria Puder’in pek çok bakımdan benzerlik içerisinde bulunduklarını söyleyebiliriz. İkisi de sanata tutkun, kendi zengin iç âlemlerinde yaşayan ve dışarıya karşı kayıtsız tiplerdir. Yalnız Raif Efendinin kayıtsızlığı hayat karşısında aldığı pasif duruş ile alakalıyken Maria Puder’inki daha çok tepkisel bir kayıtsızlıktır. Maria Puder de hayatta yalnızdır. Yalnızlığını kendi ifadesi ile erkek gibi oluşuna bağlar: ‘’Ben hep böyle apaçık konuşurum. Bir erkek gibi Zaten bir çok taraflarım erkeklere benzer Belki de bunun için yalnızım’’(s. 79). Raif Efendi erkektir ve o da yalnızdır. (Karaburgu,2013,karakter analizi,Harun Güngör armağanı,istanbul) Rasim, Raif Bey’in yaşamı süresince çok güçlü bir tutkunun esiri olduğunu bu hatıra defterini okuyunca anlar. Bir insan hayatı boyunca sadece 4 ay mı mutlu olur? Gerçekten yaşadığını hissettiği kısacık bir anı boyunca…( Posted on Ocak 22, 2016 By Sakarpiyon) Sabahattin Ali’nin hayatına bakıldığında eser, yazarın hayatından da esinlenmiştir. ‘’Çalkantılı bir hayatın içerisinde yaşadıkları ve uğradığı ihanetler onu yalnızlaştırmış, tabiata daha fazla sığınmasına sebep olmuştur. Bütün eserlerinde yer alan anlaşılmama, bir diyebileceğimiz soyutlanma hali, ömrüne yayılan bir yaşanmışlıktır. Bulamadığı cevaplar ile çaresiz kalırken, yaşanan ve benimsenen hayatın teferruatlarla çevrili oluşu, onun istediği doğal hayata ve özgürlüğe engel olması nedeniyle çaresizliğini artıran bir etkendir. Bu doğal olma halini karşılıklı ilişkilerde de arayan Sabahattin Ali için, tüm yazdıklarında samimiyet kendini belli eder.’’(turkedebiyati.org/sabahattin_ali...., Uyguner, Muzaffer; Sabahattin Ali Yaşamı Sanatı Yapıtlarından Seçmeler; Bilgi Yayınevi; Ankara; 1992.) Defterin başında 20 Haziran 1933 tarihi yazılıdır. Raif Efendi yaklaşık on yıl önce başından geçmiş olan bir aşk hikâyesini anlatmaktadır. Olaylar 1920 lerin başında Berlin’de geçmektedir. Birinci Dünya Savaşı’ndan çıkılmış, her yerde büyük bir felaketi geride bırakmış olmanın iyimserliği ve coşkusu vardır. Bu yıllarda sanatta Modernizm akımının zirvesinde olduğunu da hatırlanmalıdır. Raif Efendi o tarihte yirmi dört yaşında resme, sanata eğilimi olan hülyalı bir adamdır. Ama ailesi tarafından Berlin’e sanatla uğraşması için değil sabun yapma tekniklerini öğrenmek için gönderilmiştir. Çocukluğundan beri kitapların etkisinde kalan, babasının bile “sen kız olacakmışsın” dediği Raif’ Efendi’nin durumu modern edebiyat okurunun tarifidir.( t24.com.tr/k24/yazi/yalniz...) 2. Sonuç Roman, İkinci Dünya Savaşı’nı önceleyen yıllarda yaşanmış tutkulu ve marazi bir aşkı eksen almakta, atmosferi ve yaratığı etki ile, on dokuzuncu yüzyıl Rus anlatı edebiyatının özelikle de Dostoyevski ve Gogol’un çağrışımlarını taşımaktadır. Süslerden uzak, yalın, ama yine de anlatının özünü yansıtmaya çok elverişli görünen şiirli bir dille, sürükleyici bir tahkiye ile kaleme alınmış olan bu defter, türk anlatı edebiyatının küçük ve zarif bir mücevheri gibidir. İlk basımı 1943 yılında yapılmış olan bu kitabı, neredeyse seksen yıl sonrasının okurunu sunarken dilinde ve anlatımında bir sadeleştirmeye gitmek gibi bir edebiyat barbarlığından kaçınan yayınevini, edebiyata, yazara ve okura saygısından ötürü teşekkür etmek gerekir. (Ali,2012,6) Kaynakça bilgitor.com/sabahattin-ali-... BİLGETÖR 29 Temmuz 2018. Şenyuva, Sabahattin Ali; Kürk Mantolu Madonna, İstanbul, 1943. Şenyuva, Sabahattin Ali; Kürk Mantolu Madonna, İstanbul, 2012. insanokur.org/uzerine-oguzhan... Oğuzhan KARABURGU 22 Kasım 2013. t24.com.tr/k24/yazi/yalniz... Murat GÜLSOY 14 Nisan 2015. Şenyuva, Sabahattin Ali; Kürk Mantolu Madonna, İstanbul, 2015.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021314,5bin okunma
·
587 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.