Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

SESSİZLİKLER 1. ben 'f' orada diyorsam, işte oradadır göğsümün kıllarına bak ve bana inan çok sevdim, güzel sevdim ve fakat güzelliğim kırıldı ürkek ve tedirgin büyüdüm, yumruğum sonradan gelişti. ah mavi intiharlar taşıdım bedenimde günlerce ve dağ gibi özlemler çoğalttım, bedenim yaşıma aykırı gelişti. bir de trenler vardı çoğalan, ikidebir kenti ortasından bölen ben o trenleri varamadığım yerlere uyguladım günlerce. şimdi senin o resmin yok mu vaktimin ortasına çizilen beni durmadan trenlere çekiyor/mavi intiharlara yani ve bak, şeddeli yeminler getirdim sana kekik kekik kokulu ölümlere gidiyorum ben, artık kokulu kuşlarını uçur. sonra bak ben gidiyorum dedim. elveda dedim. ve yürüdüm. kesinlikle ardıma bakmadım. öyleki çocuklar vardı, dört bir yanımı kuşatmışlardı ben o çocukları öptüm öptüm gözlerime taradım sessizce. işte bu benim sessizliğimdir mektuplara çizemediğim bu da trenim-mavi trenim- mavi pramidi düşlerimin 2. acıların eklem yerinden geliyorum, topuklarım kemiklerden vicdan becerdim/vicdan vicdan kanlı vicdan dalga dalga aşk getirdim uzak çöllerden bakır tenli istanbul! saçların gibi bir muştuyu yüklendim de geldim acıların eklem yerinden. ki orada karıncalar vardı ve kâbe'ye giderlerdi ölümü hiçleyerek kırlangıçlar ise gelirler alnımızın kıvrımlarına vurulurlardı öyle mahzun biz ağlardık kendimizden geçerek uzayan ve muhacir sesimizle. a. diyorum ki ay ışığı ve kıpırtısız gecelerde nasıl yorumlanır bebeklerin kahraman kokusu sözgelimi acı bir olgunluk çağırsak durgun sulardan o vakit deniz gitgide unuttuğumuz bir şey olur ya da kopamadığımız b. ey üzünçlereni güvercinlere emziren istanbul, sevgilim ey! bırak saçların mübârek kalsın da 'karşıya' geçeyim geyik gözlü muhabbetler getir uykularımın çıldıran yerlerine o taşralı kız gibi utangaç ve becerikli yorumla karşı kıyıları 3. sonra, o dönemi kapatıp serin bir coğrafya aradım kendime günlerce denizlerden geçtim, yol yol gurbet oldum göğsümü kanatarak gün geldi ince bir evliyâlık edindim hacı kuşlardan ve nice sürüngenden kendime gün geldi, bir dağ anlamında ciddi oldum ve kendimi tekrarladım sesimi yükselterek (iyiydi böyle göğsümü kanatarak yaşıyordum ve akıyordu kanım geçtiğim coğrafyalar durmadan kırmızı oluyordu, iyiydi böyle ölüyordu içimdeki HAYVANCIK -ah durmadan ne harika değil mi ölüyordu) ölüyordu ey inkâr edilmiş yemin, ey acı çığlık! evet, işte ayak diriycrum cümlesine acıların dağların arka yüzündeyim/mutluyum ne bir fazla ne bir eksik yaşıyorum
Sayfa 9 - Yediiklim yayınlarıKitabı okudu
·
113 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.