Gönderi

•Yaşananlara dair söylenmesi gereken çok şey var aslında. Bütün bir geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri bir nefeste anlatmak kolay değildir. O kadar çok şey biriktiriyor ki insan' Kimsenin karşılığında bir şey söylemesi de gerekmiyor. Oturup uzun uzun anlatmak, ne varsa söylemek yetiyor çok zaman. Karşındaki bir şey sormasa. Yargılamadan, yüzünü ekşitmeden, saate çaktırmadan bakmaya uğraşmadan, dudak bükmeden dinleyiverse, anlatacak o kadar çok var ki... Şimdi kalkıp da seni seviyorum desem. Söyleyemem ki... Bunu kendime bile söylemeye cesaret edemedim ben. Bu­nu içimde hissettiğim ilk andan itibaren içimde saklıyorum. Münkesif bir kalbin iç burkan acziyetini kimselere söyle­ yememek de başka bir acı veriyor insana. Oysa karşıma çıkanher insana ilk olarak ve sadece bundan söz etmek istiyorum. Tutuyorum kendimi, saklıyorum. Seni saklıyorum, parmaklarını, ellerini saklıyorum, gü­lümserken kıvrılan dudaklarını saklıyorum, hoşçakallarını saklıyorum, bembeyaz yüzüne bir anda dolan şaşkınlıklarını saklıyorum. Sırf bu yüzden kalbim bir gün paramparça ola­cak. Bu yüzden gece yarılarında uyanıp içtiğim tek dal sigara eşliğinde gözlerimden akıyorsun. Sana dair gizleyemediklerim yanaklarımdan süzülüyor ve önüme düşüveriyor. Öfkelerimi de saklıyorum. Kudüs sokaklarından kalma öfkelerim var. Bir kadının tülbetine dizi dizi işleyip de, kimsenin yüzüne söyleyemediği öfkeleri gibi. Aşkı ve öfkeyi söyleyemediğinde insanın konuşmaya dair hevesleri de bir bir yok oluyor. Susuyorsun.
·
598 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.