Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

110 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Camus, Mersault üzerinden toplumdaki umursamazlık, duygusuzluk temini anlatmış. Bu durum daha kitabın ilk cümlesinde kendini gösterir. “Bugün anne öldü. Belki de dün, bilmiyorum.” Bu annesi ölmüş insanların kuracağı bir cümle olmazdı normalde. Mersault’da görülen bu yabancılaşma, kişinin kendine ve sonra da çevresine yabancılaşmasıdır. Bu durum insanın duygularına ters düşen bir yabancılaşmadır. Burada Mersault’un toplumu kendinden uzaklaştırdığını görürüz. O annesinin cenazesinde de bu umursamaz tavırlarına devam eder. En basitinden annesinin ölümü üzerine biraz da olsa bir insandan beklenen ağlamasıdır ama tabi ki Mersault, tüm bu insani duygulardan uzak olduğu için ağlamaz, verilen sütlü kahveyi içer ki bu kahve mahkemede bile onun önüne gelecektir. Annesinin ölümünün ardından hemen Marie ile eğlenmeye devam eder. Annesinin tabutunu açıp onu görmeyi bile reddeder. Dediğim gibi tüm bu kayıtsız ve duygusuz tavırlarıyla, Mersault gerçek bir uyumsuzdur. Marie ona kendisini sevip sevmediğini sorduğunda bile o bunun anlamsız bir şey olduğu ama sevdiğini sanmadığını söyler. Normal bir insan gözüyle bakacak olduğumuzda, karşısındaki insanın üzülüp üzülmeyeceğini hiç umursamadığını hemen söyleriz. Marie “Öyleyse niçin benimle evleneceksin?” diye sorar. Mersault bunun hiçbir öneminin olmadığını isterse evlenebileceklerini söyler. Mersault için her şey aynıdır. Marie evliliğin ciddi bir şey olduğunu söyler ama Mersault değildir, der. Mersault, Arap adamı öldürdüğünde bile bunun güneş yüzünden olduğunu söyleyecek kadar duygusuzdur. Böyle bir durumda herkesten beklenen kendini kurtarmak için yalan söylemesidir, yine tabi ki Mersault böyle bir şey yapmıyor. Yargıç onun bu durumu için şu cümleyi kurar: “Sizinki kadar katılaşmış bir kalbe daha önce hiç rastlamadım. Karşıma çıkan suçlular bu ıstırap simgesi önünde hep ağlamışlardır.” Mahkemede sonra cezası yüzünden değil de annesinin ölümünden sonraki davranışları üzerine yargılanır Mersault. Ona annesi hakkında sorular sorulmaya başlar, inancı hakkında da soru sorulur ve bir inancı olmadığını söyler. En sonunda da ölüm cezasına çarptırılır. Bu farklı olduğu için ona toplum tarafından verilen bir cezadır. Toplum hiçbir zaman kendisinden farklı olana iyi gözle bakmaz, burada da bu durumun örneğini görürüz. Gelen papazı da inancı olmadığı için reddeder. Bu dine de yabancılaştığını gösterir. Herkes zaten bir gün ölecek düşüncesinde olduğu için ölümü tepkisiz bir şekilde bekler. Bu ölümü bekleyiş kısmı oldukça absürttür. Zaten Mersault başlı başına absürt bir karakterdir. O anlamsız bir dünyada anlam yaratma çabası içindeydi fakat toplumdan bir karşılık alamadı. O topluma başkaldırmış pasif bir direnişçidir. Ne yazık ki sonunda toplum onu yok etmiştir. Her kendinden olmayanı yok ettiği gibi. O doğruları uğruna kahramanlık yapmadan ölmüştür.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020112,2bin okunma
··
420 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.