Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

[23] Resûlullah (s.a.), âfâk (ufuklar) ile “İslâm’ın oralara galip geleceğini ve davetinin oralara ulaşacağını” murad ediyor. Çünkü Resûlullah (s.a.), bunu henüz Mekke’de nübüvvet iddiasında bulunduğu zaman va‘detmişti. Müşrikler ise, “ Muhammed, âfâk’a (ufuklara) galip gelmeyi mi arzu ediyor? O, Mekke’ye, hatta Mekke’nin bir evine bile galip gelemeyecektir.” Resûlullah, fî enfüsiküm (nefislerinizde) ifadesiyle, “red ve yalanlamadan sonra onlardan müslüman olan kimseleri ve yalanlamaya devam edip şirki üzere ölen kimseleri” murad ediyor. Bunun açıklaması sana ileride yapılacaktır. [24] Allah’ın şu âyeti de bu mânadadır: İnsan aceleci olarak yaratılmıştır. Size yakında azâba dair alametlerimi göstereceğim. Şimdi siz acele etmeyin (Enbiyâ, 21/37). Resûlullah (s.a.), dininin muzaffer olacağını ve ashâbının galip gelip düşmanlarını öldüreceklerini söylediği zaman, müşrikler bunu uzak bir ihtimâl görerek imkânsız buldular. Bunun asla gerçekleşmeyeceğine dair yemin ettiler. İşte bunun cevabı olarak, “İnsan aceleci olarak yaratılmıştır. Size yakında azâba dair alâmetlerimi göstereceğim. Şimdi siz acele etmeyin.” (Enbiyâ, 21/37) diyor. [25] Allah’ın şu âyeti de bu mânadadır: Şimdi şunlar (yani Kureyş), bunları inkâr ederse, (bilsinler ki) biz, bunları inkâr etmeyecek bir toplumu, onlara vekil bırakmışızdır (En‘âm, 6/89). Âyetteki hâulâi [şunlar] kelimesinden maksat, Resûlullah’ın (s.a.) düşmanlarından Ebû Cehil, Ebû Leheb, Ukbe b. Ebî Mu‘ayt, el-Velîd b. el-Muğîre, el-Âs b. Vâil ve benzerleridir. Böylece Allah, Nebî’sini teselli etmiş ve ona kendisine itaat edecek ve tâbi olacak bir topluluğu müjdelemiştir. Gerçekten de muhâcirler ve ensâr, Allah’ın va‘dettiği gibi onun emrine girmiştir. [26] Allah (c.c.), ona va‘dinin gerçekleştiğini ve sözünün yerine getirildiğini hatırlatarak şöyle buyurmuştur: Eğer sana hile yapmak isterlerse muhakkak ki Allah sana yeter. Seni yardımıyla ve müminlerle güçlendirecek olan O’ dur. Müminlerin kalplerini birbirine O ısındırdı. Yoksa yeryüzünde ne varsa, sen hepsini harcasaydın yine de onların kalplerini böylesine ısındıramazdın. Lâkin Allah kalplerini kaynaştırdı. Muhakkak ki O, azîzdir, hakîmdir (Enfâl, 8/62-63) Çünkü muhâcirler ve ensârın onun etrafında toplanması, onun nübüvvetine inanmaları ve daha önce zikrettiğimiz bu şartlarda ve davetini açıkladığı bu durumda ona ihlâsla itaat etmeleri, yeryüzünde bulunanların tümünün ittifakıyla olacak ve tamamlanacak bir şey değildir. Bu, ancak Allah’ın tedbiri ve yaratması sayesinde olmuştur. İşte bu, onun harikulâde âyetlerinden/mûcizelerinden biridir.
·
198 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.