Gönderi

Hayat kitaplarda veya filmlerde gördüğümüz kronolojik bir sıraya sahip değildir. Gerçeklik başkadır, o özgün ve ilkel bir başyapıttır. Sen doğmadan önce veya sen öldükten binlerce yıl sonra, fark etmez. Hala anlayamadıysan söylemekte fayda var; özel değilsin ama özel olmadığın için umudunu kaybetme. Çünkü özenle yaratılmış bir başyapıtın parçasısın. Yeryüzünün parçası olmak, benim oluşumumdur, dahası onunla sevişmek gibi. Herkes için parıldayan bir yıldız vardır, gökyüzüne bu yüzden mahcubuz. Benim bakış açım veya dünyayı algılama şeklim onun var oluşunu değiştirmez yada onu anlayabilmek için yardımcı olmaz. Bazı şeyler tinsel bir varlığa sahiptirler, ruhunuza dokunması çok zahmetli olmaz. Önemli olan senin ruhuna dokunan spiritüal bu aracın, yapmakta olduğun yolcuğun tekrardan yaşadığın dünya ile sınırlı kalacağını öğrenmek. Gerçeklik çok gösterişlidir, diğer insanların betimlediği haliyle yalın bir motivasyonu yoktur. Sınırları en uçtan, en uca, bir bağlamda çizilmiştir. Üstüne bir çok düşünce bildirsen, üretsen, geliştirsen bile; hayat gerçekliğin bize verdiği kadardır, bu onun yansıması gibi soluk değildir, gözlerini aç ve görmek istediğin her şeyi gör. Onun yansıması senin zayıf ruhunun yoksun yaşama isteğidir, vazgeçmişlik bedbaht bir illettir. Ellerini havaya kaldır, derince bir nefes al. İçinden gelen ve dilediğin her hareketi düzensiz bir şekilde şimdi yapabilirsin, onunla sevişmek ufak bir dans gösterisine benzer; hem de hiç olmadığı kadar.
·
392 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.