Gönderi

Hasret kokan bir mektuptan kurtuluşa doğru
Tarık ışık arayıcısıydı . Hasret , maneviyat ve aşk ... Öylesine berrak , öylesine duru ve katkısız bir aydınlığa ihtiyacı vardı ki tarifi mümkün değil ... Genç yaşında mor hayallerin yerini kâbuslu düşler alınca hayatından lezzet alamayışının bıkkınlığı belirmişti duygularında . Gittikçe ufkunu karartan gecelerin karanlıklarından usanmış ve bıkmıştı . Gözlerine günün kristal ışıkları vursun ve gittikçe kararan bahtının gönlüne efsunlu misralarda anlatılan bir sevdanın sevgi desenleri dokunsun istiyordu . Gözlerinin sağanakları dinmeliydi artık . Kalbindeki hüsran bulutlarını her geçen gün biraz daha çoğaltan karan lıkların ufkundan çekilmesi için dua ediyordu . Hasretin istila ettiği kalbinde aşkın kıpırtıları ve maneviyat duygusunun şiirsel yansımaları da olmalıydı . Varoluşun sebebini daha iyi anlamanın çabasındaydı bu günlerde o ... Annesinin mektubunu daha önce itinayla okumuştu . Baba , Oğul ve Kutsal Ruh Üçlemesinin dokusuyla donatmıştı duygularını . Annesi yakaran bir üslupla kendi inancının safında olması gerektiğini yazmıştı mektubunda . Rahibe gidip , " Neden Hıristiyan olmalıyım ? " sorusunu sorduğunda onu itinayla dinleyip adeta ezber edercesine hafızasına harf harf yazmıştı aldığı cevapların tamamını . Babasının mektubunu da okuduktan sonra Müslüman bir ilahiyatçı bulup her iki dinin kendisine çağrısını yüzleştirecek ve safını ona göre belirleyecekti .
Sayfa 150Kitabı okudu
·
48 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.