Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

392 syf.
·
Puan vermedi
Tarihi romanslara Julia'nın bridgertonlarıyla başlayıp farklı yazarlarda da tarihi romansları nasıl yazmış dedim (çünkü tarihi romansları sevdim) ve Judith okudum şimdide Anna Campbelli bi deniyim dedim. Ama pek umduğumu bulamadım gibi Anna'da, daha sadece bu kitabını okudum.1-2 kitabına şans vermeyi düşünsemde bilemedim ya bu kitabı okumak isteyenler şaşalı balolar, ihtişamlı valsler, kabarık kabarık kıyafetler hiç göremezler ona göre okusunlar. :) Kitaba gelecek olursak bir markimiz var ama tutsak bir marki annesi babasını kaybedince ateşli bir hastalık geçirdiği gün vasisi namıdiğer manyak amcası deli diyip bi çiftliğe kapatıyor ki kendisi marki olsun diye iki tanede doktor ayarlamış sahte deli raporu yazsınlarda marki olarak kalabilsin diye bide deli oğlanimizin başına 2 pislik herif gardiyan dikiyor (Monks ve Filey). Yıllarca dayak kötek neler neler çekmemiş oğlumuz anlayacağınız, birde başrol kızımız dul Grace Paget ki sadece Paget değil önemli bir şahsında akrabası olduğu ortaya çıkıyor ileride. Kitabı okurken Matthew'un John amcası Monks ve özellikle Filey'e az küfür etmedim. (Ha Matthew'un deliliğinin döverek, kırbaçlanarak geçeceğini söyleyen doktorada sövdüm.) Ama kitabın sonunda hakketiklerini buluyorlar neyseki. Kitabın başında saçma olaylar vardı. Sen tut önüne geleni sadece o adı çıkmış meydanda dolaşıyor diye fahişe sanıp kaçır niye kaçırıyosun kardeşim manyak mısın parayla yapanı bul getir. Laf olsun torba dolsun olayı bi şekilde başlatıp kader ağlarını işte böyle ördü densin diye yazılmış gibi olmuştu. Ama Monks ve Filey'dende mantıklı bir şey beklenemezdi zaten... Grace'de çok bencil değişik bi karekter sevemedim okurken diğer kitaplarda bencil denilen kızları Grace bildiğiniz ezer geçer siz bencillik görmemişsiniz dercesine o dereceydi. Heleki kitabın başında Matthew'u görür görmez aşık değilim, olamam yeni dul kaldım ama aramızda manyak gibi tutku var, Matthew'a karşı deli gibi arzu hissediyorum falan filan düşünceleri beni çıldırttı. Spoiler Gıcık olma sebeplerimden biride sen tut gençlik hatası kaçıyon bari genç birisine kaçaydın hadi onuda tutturamadın kaçtıktan sonra bari 9 yılın 1 yılı bile mutlu kalamamış çok garip ya acıdım. Ya kacmayacaktin ya da boşanacaktin bacım kendinede kocanada eziyet etmişsin ama yazarın konuyu bağlaması lazım durun olurmu hiç kader ağlarını örecek daha, sevgili Grace demiş ki babamı ayağımın altına alıp kaçtım bi kere gururumuz elvermez boşanmaya demiş. Babası kızı düşeslere layık yetiştirsin, sen babanın göz bebeği, küçük prensesi ol git adamı ez, yaşlı adamın birine kaç oldu. Bencilliğin daniskası kocanla evli olduğun yıllarda tek kardeşini kaybet ama gururundan babanın kaçarken söylediği son cümlelerden ya yine gazabına uğrarsam diye korkaklığından ailenin sana ihtiyacı olduğu zamanda bile gidip yanlarında olma. Bencil bencil... Annesine acıdım ya kardeşin öldüğünde neden gelmedin dedi resmen bencil Grace'e. Matthew'u kurtardığında bile olmaz bizdenler adamın ihtiyacı olduğunda bile adamın yanında olmaması (tamam kurtardı amcasından yanında ama adam sarılmak için yanıp tutuşurken sen olmaz bizdenler de kaç adamdan) adam ikna etmek için 1 yıl diye anlaşma yaptı resmen ya iyi dayandı Matthew valla ama Grace'de iyi oldu rüyalar, kabuslar adam Londra'da kimlerle fink atmıştır diye 1 yıl kafayı iyi yemiştir. Adam kapısına geldiğinde bile ulan davetiyesinimi getirdi diye çıldıracaktı iyi oldu Grace'e. :)) Kitabın kaçış kısmına doğru gerildim farkettimki filmlerden alıştığımız gerilimli klasik kaçış sahnelerini sevmiyorum gerim gerim geriyor insanı bi bıraktım o sonlarda 1-2 günde bitireceğim kitabı 10 gün sonra elime alınca bitirdim artık o derece okumak istemedim (fırsatım olduğu zamanlarda bile). Klasik kaçış sahnesi yazarlar sanmıştım ama öyle olmadı. Hatta kitabın sonlarını daha çok beğendim. Başları zaten tutku da tutku yeter dedim gına geldi. Sonlarında babasının, annesinin, başkalarınında olduğu kısımları okumak onların düşüncelerinede yer vermesi oh be dedim. Aslında yazar kitabı ters yazmış gibi düşündüm okurken sonları çünkü genelde kitaplarda insanlarla konuşmalar başka insanlarada yer ver sonda sadece başrol kız ve oğlan olsun bide tutku olsun tamam der geçerlerdi yazar bu yönden tam tersini yapmış. Ha bide Wolfram'a noldu yazar onu yazmamış olmadı Anna bu, sen kitabın baya kısmında yer ver köpeğe nolduğunu sonunda yazma. Bari Grace diyeydi Matthew'a Wolfram beni takip etmiş benimle birlikte yaşıyor evlenince bizimle yaşar diye, yok. Adamı kurtarmadan önce bile adı geçti adamı kurtardıktan sonra paçavra gibi atılmış oldu köpek. Matthew'u kurtarma olayından sonrasını yazar paldır küldür oldu bittiye getirmiş bence. Bilmiyorum ya Anna'nın belki bir kitabına daha şans veririm ama sevemedim ben Anna'yı.
Mahrem
MahremAnna Campbell · Epsilon Yayınları · 2009167 okunma
·
356 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.