George Stevens’ın kült kabul edilen Western filmi Shane’nin
Alan Ladd isimli iyi adamı, iyi niyetli ve çalışmaya hevesli ailelere
ait bir yerin (= bir toplumun, bir ülkenin, bir devletin)
eline silahı alarak “kötü”den nasıl özgürleştirileceğini ve bunun,
sonrasında tek başına, kimseden teşekkür beklemeden
(ve bir iktidar iddiasında da bulunmadan) kameranın yakaladığı
ufuk çizgisi boyunca ortadan kaybolmak üzere yapılacağını
gösterebiliyordur hâlâ.
Shane günümüzde, insanın içine işleyen siyah-beyaz cazibesinden
çok şey kaybetmiştir – belki de tamamını. Dulles Biraderler’in,
yani John Foster ve Allen Dulles’in, dışişleri bakanı ve CIA şefi
olarak görev yaptıkları sırada Washington’a gelen resmi
ziyaretçilere müzakerelerin ardından akşamları rahatlama
amacıyla göstermeyi alışkanlık haline getirdikleri
öncelikli film olduğunu öğrenmiştim
(Stephen Kinzer, The Brothers kitabında bunu ifşa eder);
böylece Soğuk Savaş’ın merkezi araçlarından biri rolüne mancınıkla
fırlatılıyordu bu film: Alan Ladd, iyi adam, dünyanın her yerinden gelen
resmi ziyaretçilere (dünyanın her yerindeki)
“kötü”nün iyi silahla bertaraf edileceğini gösterir.*
Soğuk Savaş’ın kötü devletleri, öncelikle “komünizm”e yakınlaşan
ya da sırf ABD’den bağımsız geliştirmek istedikleri demokratik devlet
biçimlerine sahip olan (dünyanın her yerindeki) ülkelerdir.
Bu yıllarda Guatemala, Endonezya ve Kongo’da oluşan demokrasiler,
Dulles Biraderler’in (güya) hep golf oynamakla meşgul Başkan Eisenhower
tarafından tamamen üzeri örtülen faaliyetlerine kurban gider:
Guatemala’nın ilk seçilmiş başkanı Jacobo Arbenz
(United Fruit Company’nin söylediklerini yapmaz) alaşağı edilir
ve kaçmayı başarır; Sukarno da aynı şekilde düşürülür
(ve canını kurtarır, fakat destekçisi olan bir milyona yakın insan Suharto
tarafından katledilir). Canını kurtaramayanlardan biri de Kongo’daki
Patrice Lumumba’dır; tümü Dulles Biraderler’in organize ettiği
Amerikan gizli askeri operasyonlarıyla düşürülür.
Bu devlet başkanlarının ölüm emirlerinin her biri CIA şefi
Allen Dulles’ten çıkar (Alan Ladd, ne güzel değil mi!), tıpkı tetikçi
gizli ajanların başarısız oldukları Fidel Castro ve Ho Chi Minh’te olduğu gibi.*
Her birinin elçileri ya da bizzat kendileri Capitol’ün* özel gösterimlerinde
Shane’i izlemek zorundadır, güler yüzlü Dulles Biraderler’le
(basın karşısında) kol kola girerek. Katiller güler.*
“Kameralara gülümseyin!” – öldürüleceklerle kol kola:
Ön sıralardaki diplomatik misafirler için siyasi katliamın nazik bir biçimi.
* Stephen Kinzer, The Brothers. John Foster Dulles, Allen Dulles, And
Their Secret World War, New York, 2013, s. 137.
* Bilhassa Castro bu nedenle bir koruyucu melek ordusuna başvurdu,
Ho Chi Minh ise tetikçi gizli ajan sızmalarına bağışık çevresi tarafından korundu.
* Capitol: Amerikan Kongre Binası – ç.n.
* Dulles Biraderler’le yolunu ilk ayıran John F. Kennedy oldu,
tabii siyaset tarzlarıyla değil.
Sayfa 7 - İletişim Yayınları - Öldürme Hazzının Psikogramı Das Lachen der Täter: Breivik u.a. Psychrogramm der TötungslustKitabı okuyacak