Tahtadan ve yumuşak rüya işçiliğinde
Bu kadın başı her an biraz daha derinde,
Daha hülyalı, dalgın, ümitsizce kendisi Toplanmış ay işığı, yüzen tek su nerkisi
Hiç akmayan bir zaman nehrinin sulanında
Ne uçan bir kırlangıç,ne sedef kumsalında Ateşler püskürerek dolaşan bir ejderha
Uzakta yeşim rengi bir ufkun kenarında Bir başka akşam gibi açılıp gülsün diye Derinleşen bir bahçe lotus çiçekleriyle...
Ne de başka bir remiz uçsuz bucaksız Çinden,
Gülümsüyor ölümün sonsuzluğu içinden Gülümsüyor vaktiyle nasıl gülümsediyse Ömrünün sabahında ümide ve sevgiye.
Kim bilir hangi yıldızın
Kısır çöllerinde şimdi,
Beyhude hatırlıyoruz
Bu hiç olmamış şeyleri...
Sayfa 31 - dergah yayınları