İyiliği kalbinin hassas noktasına emanet eden kişi, bütün kötülükleri kendinde toplamak zorunda kalıyordu. Bu
sebeple kişi iyi kavramlarının, duyguların, hassas kalplerin barındırdığı ve yaşadığı bütün toplumlarda, değer yargıların topa tutulduğu taş yığını haline gelmekten kurtaramaz kendini.