Birikimi, kültürü, sanatı ve dünyaya bakış açısıyla bana göre bir dünya entelektüeli olan, bizi keşke o yönetse dediğim usta sanatçı Zülfü Livaneli'nin son eseri Balıkçı ve Oğlu.
Kendisini okumaya, tanımaya ve sevmeye kendi hayatını yazdığı biyografi romanı ''Sevdalım Hayat'' ile başlamıştım. Akabinde de bütün eserlerini okuyup bitirmek istemiştim. (okumadığım 3 kitabı olsa da şu an) Livaneli'yi takip edenler onun nasıl bir Ernest Hemingway hayranı olduğunu çok iyi bilirler. Kitap çıktığı gün, kitabın adını duyduğum gün Hemingway gibi bir deniz romanı yazdığını anladım. Bu zaten benim açımdan beklenen bir şeydi çünkü Hemingway'in Yaşlı Adam ve Deniz, diğer adıyla da İhtiyar Balıkçı kitabı Livaneli'nin başucu kitabıdır, er ya da geç her yazarın başka yazarlardan ilham aldığını bildiğim için bu ilhamın da bir gün gerçekleşeceğini çok iyi biliyor ve bekliyordum.
Balıkçı ve Oğlu, dünyanın kanayan ve malesef hiçbir zaman durmayacak yarası olan savaş mültecilerinin konu alındığı, içine Hemingway'in İhtiyar Balıkçı'sının da bol bol serpiştirilip işlendiği, konu itibariyle ancak Livaneli gibi duyarlı bir sanatçının bu kadar mesafeli ve ajitasyona girmeden yazabileceği çok akıcı bir roman. Sadece 140 sayfa, kısa öz ama etkileyici.
Hayranı olduğu yazardan ilham alarak hayran olduğum yazarın yazdığı kitabı okumaktan, iki saat içinde bitirmekten aşırı derece tatmin oldum. Her zamanki gibi kendisine uzun ömürler ve bizlere de nice eserler bırakmasını diliyorum. İyi okumalar :)