Gönderi

140 syf.
9/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
İlham...
Birikimi, kültürü, sanatı ve dünyaya bakış açısıyla bana göre bir dünya entelektüeli olan, bizi keşke o yönetse dediğim usta sanatçı Zülfü Livaneli'nin son eseri Balıkçı ve Oğlu. Kendisini okumaya, tanımaya ve sevmeye kendi hayatını yazdığı biyografi romanı ''Sevdalım Hayat'' ile başlamıştım. Akabinde de bütün eserlerini okuyup bitirmek istemiştim. (okumadığım 3 kitabı olsa da şu an) Livaneli'yi takip edenler onun nasıl bir Ernest Hemingway hayranı olduğunu çok iyi bilirler. Kitap çıktığı gün, kitabın adını duyduğum gün Hemingway gibi bir deniz romanı yazdığını anladım. Bu zaten benim açımdan beklenen bir şeydi çünkü Hemingway'in Yaşlı Adam ve Deniz, diğer adıyla da İhtiyar Balıkçı kitabı Livaneli'nin başucu kitabıdır, er ya da geç her yazarın başka yazarlardan ilham aldığını bildiğim için bu ilhamın da bir gün gerçekleşeceğini çok iyi biliyor ve bekliyordum. Balıkçı ve Oğlu, dünyanın kanayan ve malesef hiçbir zaman durmayacak yarası olan savaş mültecilerinin konu alındığı, içine Hemingway'in İhtiyar Balıkçı'sının da bol bol serpiştirilip işlendiği, konu itibariyle ancak Livaneli gibi duyarlı bir sanatçının bu kadar mesafeli ve ajitasyona girmeden yazabileceği çok akıcı bir roman. Sadece 140 sayfa, kısa öz ama etkileyici. Hayranı olduğu yazardan ilham alarak hayran olduğum yazarın yazdığı kitabı okumaktan, iki saat içinde bitirmekten aşırı derece tatmin oldum. Her zamanki gibi kendisine uzun ömürler ve bizlere de nice eserler bırakmasını diliyorum. İyi okumalar :)
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,5bin okunma
··
5,7bin görüntüleme
Kafka’nın Milenası okurunun profil resmi
Ben diğer kitaplarıyla kıyasladığımda çok yüzeysel ve geçiştirilmiş buldum. Beni hayal kırıklığına uğratmıştı bu kitap. Evet okunur, güzel ama çok sıradan gelmişti
Çağlayan ASLAN okurunun profil resmi
Mülteci sorununa o kadar çok alıştırıldık ki, alıştırıldığımız her şey bize sıradan geliyor artık. ALIŞMAMALIYIZ. Zilya ve Mesude'nin aynı dili konuşmadan Samir bebeği verip aldıkları o sahne yüzeysel olamazdı. Roman kısa ve işlediği tek konu mülteci sorunu. İçinde aşk, ihanet vs olmadığı için tek istikamete çekilmiş bir dikkatti kitabın konusu. Ama dediğim gibi 10 milyon mültecisi olan bir ülkeye ve bazılarına gına gelen bir konu (ben dahil) yüzeysel olarak gözükebilir.
Kafka’nın Milenası okurunun profil resmi
Diğer kitapları ile kıyasladığınızda nasıl buldunuz bu kitabı?
Çağlayan ASLAN okurunun profil resmi
Son Ada, Serenad ve Huzursuzluk kitaplarında olduğu gibi, gerçi Livaneli kitaplarında ''mesaj verme'' olayından tiksinse de, her kitabında hümanizm adına bir kamyon mesajlar verir okuyucuya. Her kitabında olduğu gibi bu kitabı da ''insan olabilmek'' adına işlenmiş etkileyici bir konuydu.
Kafka’nın Milenası okurunun profil resmi
Sadece konu olarak yüzeysel bulmadım. Kitabı daha ilk okumaya başladığımda sonunda ne olacağını tahmin edebiliyordum. Mülteci sorununa da hiçbir zaman alışmadım sanırım asla da alışamayacağım. Kitabın tek etkileyici sahnesi o sahneydi zaten. Ancak bir Serenad ile kıyaslıyorum çok yüzeysel, çok Türk filmi vari ve çok öylesine… Kötü demiyorum sanırım Livaneli sever olarak konduramıyorsunuz yorumumu ama benim de en çok üzüldüğüm nokta o. Bir Livaneli sever olarak çok daha güçlü bir eser bekliyordum. Bundan sonraki eserlere diyelim 🙂 Teşekkürler yorumunuz için
Çağlayan ASLAN okurunun profil resmi
Mülteci konusunu işleyen okuduğum en etkileyici kitap Hakan GÜNDAY'dan ''Daha'' dır. Sevdiğim için değil, Livaneli'nin o beyefendi kişiliğine yakışır bir romandı. Üslubu hep aynıdır. Bu üslubu hiç sevmem ben ama Livaneli baştan başa adamdır. Ben teşekkür ederim.
Ali Tut