Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İlk Öpücük
Partiye geri döndük ve Eric’le birlikte (pek Jersey Shore tarzında olmasa da) kapının yanındaki bir duvara gömüldük. Eric ellerini belime doladı ve arzuyla bana ifadeyle baktı. Harekete geçmesi gereken kişinin neden ben olduğumu bilemedim ve oldukça iyi aydınlatılmış dairede etrafımızdaki düzinelerce insanın fazlaca farkındaydım. Fakat tekrar birbirimize baktık ve sonunda suratlarımızı birbirine bastırmaya başladık. Yani bu kulağa çok seksi gelebilir ama aslında hiç seksi değildi. Hatta biraz kötüydü. O andan ne hatırlıyorum? Ağzım, haddinden fazla dille doluymuş gibi hissetmiştim. Dilimin bana, “Seninle bir anlaşmaya vardığımızı sanıyordum, ben burada tek başıma gayet iyiydim, neler olduğunu ya da burada benimle birlikte olanın kim olduğunu bilmiyorum ama bundan pek hoşlanmadım, burada biraz donakaldım ve dürüst olmam gerekirse uyumayı tercih ederdim,” diye sızlandığını hatırlıyorum. Fotoğraf makinelerinin patlayan flaşlarım (!!) ve gözlerimi sıkıca yumduğumu, onların durmalarını dilediğimi hatırlıyorum. (O fotoğraflar oralarda bir yerlerde mi? Onları elektronik postayla bana gönderin. Hayır, yakın onları. Hayır, bana gönderin.) “Buna ne kadar daha devam etmek zorundayım? Durma vakti geldiğinde açıkça anlayabileceğim bir işaret olacak mı? Nefes alabilir miyim? Şu anda nefes alıyor muyum?” diye düşündüğümü hatırlıyorum. Bu deneyim muhtemelen bir ya da iki dakika sürdü, yani gerekenden bir ya da iki dakika kadar fazlası. Sona erdiğinde ikimiz de birbirimize bakıp güldük
Sayfa 107 - PegasusKitabı okudu
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.