Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

672 syf.
·
Puan vermedi
19.yy milliyetçilik çağıdır. 20.yy da bunun devamı niteliğindedir. İttihat ve Terakki mensupları ve bir çok Osmanlı aydını gibi Atatürk de bu akımın o dönem içindeki yerini fark etmiş, Osmanlı'nın ümmet odaklı, donmuş toplum yapısının çağın gerekliliklerine uygun yeni bir toplum yapısına dönüşümünü gerçekleştirmeye çalışmış ve büyük oranda da başarılı olmuştur. Nitekim Sinan Meydan'a göre de Atatürk milli mücadele döneminde halkta, "vatan savunması" sırasında çağın gerekliliği olan milliyetçiliğin karakteristik özelliklerini görmüş ve buna uygun yeni bir devlet modeli inşa etmek için çalışmıştır. Bu yeni devlet modelini de milli bir dil ve milli bir tarih temeli üzerine yerleştirerek alt yapısı sağlam bir şekilde oluşturmak için uğraş vermiştir. Dinin, toplumsal hayatta başat rol oynaması yerine, olması gerektiği gibi bireyin vicdanına, Allah ile kul arasındaki bir konuma yerleştirilmesi uygun görülmüştür. Kitabın 1.bölümünde Sinan Meydan, Atatürk'ün özellikle tarih üzerinde durarak Osmanlı'nın genel anlamda Türk tarihine gereken değeri ve önemi vermediği, hatta tarihi direk İslamiyet'in doğuşuna bağladığı ve daha öncesini gözardı ettiğini eleştirdiğini belirtir. Yazar, bunun katı bir eleştiriden ziyade Osmanlı'nın, birden çok ulusu ve dini bünyesinde barındıran patrimonyal yapısından dolayı normal sayılabileceğini, ancak çağın gereklerine uyarak yeni kurulacak olan devletin özellikle Avrupa nezdinde haklılığını ön plana çıkarabilmek için "onların silahıyla" yani bilimle Atatürk'ün bu kısırlığı aşmaya çalıştığını ifade eder. Devam eden satırlarda, Batı'nın tarihi çarpıttığını, kendi üstünlüklerini kanıtlamak için Darwin'in evrim teorisi ve buna dayalı olan Spencer'in toplumsal evrim teorisiyle antropoloji ve arkeolojiyi harmanlayarak, bunu sömürgeleri üzerinde haklılık iddiasında bulunmak için nasıl kullandıklarından bahseder. Sonraki sayfalarda, Atatürk'ün tarih ve dil tezleri hakkında görüşlerine çalışmalarına dayanak olarak seçtiği yerli ve yabancı bilim insanlarından söz eder. Çeşitli eserlerden, Atatürk'ün Sümerler, Hititler gibi eski çağ uygarlıklarının Türk olabileceği düşüncesini kanıtlamak için fikir alışverişinde bulunduğunu belirten alıntıları yaparken, aşırıya kaçmış olduğunu belirtmek istiyorum. Burada Atatürk'ü baskıcı, dediğim dedik, otoriter; çevresindeki çeşitli bilim insanlarını da, çıkarları doğrultusunda ona yaltaklanmakta sakınca görmeyen insanlar olarak göstermiş. Belki yazar da bu aşırılığın farkına varmış olacak ki sonrasında hem bu satırlarının savunmasını yapmış hem de söz konusu uygarlıkların dil, mitoloji, inanç, yönetim, aile yapısı, hayat tarzı, giyim-kuşam ve çeşitli kült semboller üzerinden Türklerle benzerliklerini yapılan çeşitli çalışmaların sonuçlarını açıklayarak kanıtlamaya çalışmış. Kitabın 2.bölümünde, Atatürk'ün dil ve tarih tezlerini 2. kurtuluş savaşı olarak betimler. Sinan Meydan'a göre bu bir kültür savaşıdır. Mücadele sonucunda fiziki olarak kazanılmış, hak olduğu bir kez daha ortaya konulmuş olan toprakların üzerinde dünyanın geri kalanıyla, özellikle Batı'yla eşit yaşama savaşıdır. Dünya üzerindeki fiziki ve siyasi sınırları çizilmiş bir ülke olarak var olmak yetmez. Kültür ile medeniyet ile var olmanın savaşını vermiştir Atatürk. Bunu ise bilimle yapar. 3. bölümde, Atatürk'ün vefatından sonra bizzat İnönü'nün yönlendirme ve talimatlarıyla; Batı ya da Doğu'ya bağlanmadan bizzat kendi özünden beslenerek oluşturulmaya çalışılan Türk kültürü, dili, tarihi önce Greko-Romen sonra da İslam çizgisine çekildiği sanki tek başına bağımsız bir kültürel gelişme, bir ideoloji, strateji oluşturulamazmış gibi "o tarafa, olmadı mı o zaman bu tarafa" mantığı ile hareket edildiğinden bahsediyor yazar. Atatürk'ün onca uğraş verdiği kültür savaşının, "Bu medeniyette seninle eşit olarak ben de varım!" söyleminin acı bir şekilde nasıl terk edildiğini, kültürel bağımsızlığın, siyasi tarafgirliğe alet edilerek nasıl yok edildiğini anlatan satırlar, insanın yüreğini burkan cinsten. İşte burada başlayan süreç adım adım ilerleyerek günümüze kadar gelmiş, "yerli ve milli" söylemiyle içi boşaltılan bir yapıya doğru evrilmiş. Burada şunu belirtmeden geçmek istemiyorum. İsmet İnönü, askeri başarılara imza atmış, Lozan'da inat ederek hak edileni almış, yıllarca devlette başbakanlık, cumhurbaşkanlığı görevlerini üstlenmiş bir asker ve devlet adamıdır. 2. Dünya Savaşı'nda uyguladığı stratejilerle ülkeyi savaşa sokmamakla büyük bir başarı göstermiştir. Ancak Milli Mücadele'de toprakların, vatanın nasıl yakılıp yıkıldığına, insanlarımızın çektiği acılara uğradığı zulme birebir şahitlik etmiş, yetmemiş Lozan'da başkanı olduğu Türk kurulun maruz kaldığı eşitsizlikten uzak hareketlerle ve hakaretlerle mücadele etmiş böylesi bir insanın tarihe, dile, öz kültüre dört elle sarılması gerekirken, tüm bunları ülkenin çıkarları uğruna da olsa feda etmiş olması anlaşılır şey değil. Üstelik tarihe biraz olsun ilgisi olan birinin de anlayabileceği gibi ülkedeki bozulmalar ve gidişatın değişmesi, Atatürk'ün vefatından sonrasında yani İnönü döneminde başladığı bir gerçek. Bu dönüşümü, İnönü'nün şartları yeterince okuyamamasına ve liderlik vasfının olmamasına bağlamak daha doğru olacaktır. Kitabın dördüncü bölümünde ise yukarıda da bahsettiğim Sümer ve Hitit uygarlıklarının, Etrükslerin Türklerle dil, mitoloji vb. yönler açısından benzerlikleri vurgulanmış. Sümerlerin ve özellikle Hititlerin Türklerin devamı olan birer uygarlık olduğu ve Orta Asya'dan göç ederek, Mezopotamya ve Anadolu'ya yerleştikleri, yapılan çalışmaların sonuçlarından alıntılarla kanıtlanmaya çalışılmış. İyi okumalar dilerim :)
Atatürk ve Türklerin Saklı Tarihi
Atatürk ve Türklerin Saklı TarihiSinan Meydan · İnkılâp Kitabevi · 2010147 okunma
·
305 görüntüleme
Faruk okurunun profil resmi
Her yorumda, her makalede, her incelemede, her söyleşide neden hep batıya değiniliyor ki? Bir türlü anlamıyorum, Batı mı bizi, biz mi batıyı kıskanıyoruz? Gözümüze çöp batsa, suçlusu batı olmalı. İncelemeniz güzel olmuş. Fakat algı operasyonu, yönlendirme fazla gibi duruyor. Beyninize sağlık...
kübra çoban okurunun profil resmi
Algı operasyonu? Yönlendirme? Yapmayın lütfenbunları yapmak benim haddim değil😊 kanaat önderi değilim ben😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.