Gönderi

17. ve 18. yüzyıl, Avrupa'da bilim ve düşüncenin büyük atılım yaptığı yıllardır. Aydınlanma düşüncesinin temeli, aklın işleyişini özgür kılmaya dayanır. Bu yolla bireyi ön plana çıkarır. İnsanın kaderini kendi eline ya da aklına bırakır. Evrenin sırlarının akılla çözülebileceğini, bu yolla ulaşılan bilgi nin insanları özgürleştireceğini ve mutluluğa götüreceğini savunur. Bu dönemin bilimsel atılımları ve fikir akımları: Tanrı, akıl, bilim, doğa ve insana ilişkin kavramları ve bunların bir birine göre olan konumlarını tamamen değiştiriyorlardı. Bilimsel bakımdan bu dönem, yeni gözlemsel ve deneysel yaklaşımın ilk büyük başarılarını içerir. Değişik bilim alanlarında yaşanan yenilikler, bilime yak laşımın sistemleştirilmesinde de yeni atılımlar gerektiriyordu. Bu işlevi birbirini tamamlayıcı biçimde Bacon, Yeni Organon ve Bilimin Gelişimi adlı eserlerinde; Descartes da, Metot Üzeri ne Konuşma'yı yazarak yerine getirdiler. Bacon gözlemlerden, deneylerden genellemelere ulaşan bir tümevarımcı yöntem öneriyordu. Descartes ise felsefesini yalın düşünceler üzerine kuruyor, tümdengelimci bir yaklaşımı savunuyordu. Deney bunun yardımcısıydı. Gelecekte Avrupa bilim geleneğinin iki kutbunu oluşturacak bu düşünceler, bir noktada birleşiyordu. Her ikisi de insanlığın kaderini bilimin çizeceğini, bunun için de bilim ve ilâhiyatın ayrılması gerektiğini savunuyorlardı.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.