Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

188 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İnsancıkları bıraktın, Düştün psikolojinin derdine. Bir dur be Dostoyevski Kişilik bölünmesi senin neyine?                                         (Belinski'nin kayıp şiiri ) İnsancıklar kitabıyla göremediği yerleri gören, giremediği mekanlara giren, tanışamayacağı adamlarla tanışan Dostoyevski, Belinski (dönemin en büyük Rus eleştirmeni) ile el ele, kol kola Edebiyat toplantılarına giderken; Öteki'nin yayınlanmasıyla derin bir yalnızlık ve sessizlik içinde bulur kendisini. Sadece sessizlik olsa yine iyi; ağır bir eleştiri, derin bir hakarete uğrama da söz konusudur burada. Aydınlatmayan bir lamba misali, Edebiyat dünyasında resmen çöpe atılır. İnsancıklar kitabıyla kendisine metiyeler düzen Belinski, ömrünün yettiğince en büyük eleştiricisi ve düşmanı olur. Hatta Belinski'ye bağlılığı nedeniyle bu ağır eleştiriler sonucu, epilepsi rahatsızlığının ilk nöbetlerini geçirdiği söylenir Dostoyevski'nin. Aslında Belinski Dostoyevki'yi veya İnsancıkları sevmiyordu, Belinski Rus Edebiyatında, zengin veya hayat kaygısı olmayan insanlardansa, sıradan veya gündelik insanların işlenmesini savunan, toplumcu bir eleştirmendi. Bu yüzden; Dostoyevski'nin İnsancıkları, Belinski için bulunmaz kaftan niteliği taşıyordu. Mektuplarından anladığıma göre Belinski, kendisini daha sonra ki yazacağı kitaplar için, sürekli toplumcu olmasını öğütler. Buna kulak asmayan Dostoyevski, bedelini ağır da ödese Psikoloji biliminden yıllar önce, psikolojik bir eser koyar önümüze... Kitap, Bay Golyadkin adında bir memurun, yüksek sosyeteye mensup insanların düzenlediği yemeğe gitmek istemesi ve bu isteği doğrultusunda hazırlıklar yapmasıyla başlar. Okurken bir tuhaflık olacağını o anda hissederiz. Başlarda Bay Golyadki'ni çevresinde ki hiç kimse, hatta hizmetçisi dahil iplemez görünmektedir. Herkesin yolda yürürken ona baktığını düşünen ve hepsine düşman gözüyle bakan kahramanımız, gideceği yeri bir sonra ki zamana öteleyerek, doktoruna gider. Kitap boyunca yakamızı bırakmayacak tuhaflık; doktorun yanında vites arttırarak, bambaşka boyutlar kazanır. Akıllı uslu konuşan Bay Golyadkinimiz, birden kekelemeye ve değişik sesler çıkarmaya başlar. Doktordan çıkınca normale dönen karakterimizin, bundan sonra yaşayacakları ise tam bir psikoloji pazarı... Ne ararsan var... Bulunmak istediği çevrelerce dışlanan, bulunmak istediği çevrede ki insanlardan nefret eden, bir yandan da onlar gibi olmak isteyen, onları kıskanan Bay Golyadkin'in başına öyle bir şey gelir ki... Atlı araba kiralayarak gittiği, ama sonunda hep yayan dönmek zorunda kaldığı bir gece vakti, Nevki caddesinde bulunan Bay Golyadkin, karşısından gelen adama o kadar dikkat kesilir ki, ne olduğunu anlayamayız önce. Bu adam; kıyafetiyle, hareketleriyle, yürüyüşüyle hatta yüzüyle bile Bay Golyadki'nin aynısıdır. İşte tam bu sırada başlar curcuna. Kendisinin tıpa tıp aynısı olan bu adamı izlemeye koyuluruz Bay Golyadkinle. Sanki biz de oradaymışız da, bir ağaç arkasından "ötekiyi" takip ediyormuşuz gibisinden. "Öteki", Bay Golyadki'nin kaldığı daireye çevirir yönünü, biz de adımlarına adımlarımızı karıştırıp, sessizce takibi sürdürürüz. Bizzat Bay Golyadki'nin dairesine girer, öteki Bay Golyadkin. Biz ise durumu hala çözmeye çalışırız. Aynı dairede buluşur iki Golyadkin, lakin Bay Golyadkin öyle sakindir ki; bir misafirmişcesine ağırlar ikizini. Duruma anlam vermek, bizim için oldukça zorlaşır... Kitabın kalan kısımları "spoiler" niteliği taşıdığı için bahsedip okuma zevkinizi azaltmayayım. Dostoyevski'nin anlaşılamadığı için üzüldüğü, yıllar yıllar sonra yeniden düzenleyerek yazdığı ve yayımladığı Öteki romanı, hak ettiği ilgiyi o zamanlar görmese de, günümüzde psikoloji biliminin gelişmesiyle ve alter ego kavramının oluşmasıyla bir baş yapıt olarak kabul görür. Keyifli okumalar...
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201921,9bin okunma
·
528 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.