Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Trajedi
Sanki birdenbire görünmez bir kapı vurularak içeriye doğru açılıyor. Başka bir dünyadan gelen soğuk bir esinti sessiz kalbimin odasına sızıyor. Ben, kimliği olmayan, unutulmuşlugun sisleri arasında iz bırakmaksızın uçup giden o ateşli zamanın içindeyim. Kalemimin mürekkebine bir damla acı karışıyor Aklımdaki uğultu, çöllere adımın baş harfinden desenler çiziyor; titreyen mumların altında ölü yatan bir kütle gibiyim. Tahta bir çekmeceyi açıyorum. İçinde fi tarihinden kalma paslı bir kıyamet…Uzak durduğum ne kadar batak varsa içine sürükleniyorum. Derine daha da derine çekiyor beni zaman…Koşupta yetişemediğim her şey geride kalıyor. Kabulüm olana kadar direndiğim ne varsa içime bir bir saplanıyor. Toprağı özlüyor insan, yeryüzünün en sakin örtüsü olan toprağı…Yağmurdan, kuşlardan, ilk bahardan, gökyüzünden umduğum medetlerin hepsini toprağa armağan ediyorum. Ellerimle usul usul gömüyorum, önce ruhumu sonra bedenimi…Biliyorum bu dünyaya kalacak bir adım yok diyorum. Gelip geçmeye ayarlanmış otomatik bir saatin akrebindeki zehri ikram ediyorsa bu hayat, arınmanın ve yetişmenin imkansızlığını döşüyorum içime; yazılmış ve söylenmiş her cümlenin üstünden atlama vaktidir. Hayalleri ölmüş bir topluluğun içinde ilk liderliğimi ilan ederken kırık cam parçalarını boğazıma en yakın yere tutturuyorum. Tüm tuzaklara düştüm. Yenilgilerimi alıp bağırıma bastım. Şimdi ağlamak için hazırım. Durmaksızın Ve Yorulmaksızın Yüzleştiğim en korkunç şeydi yaşamak, ben de kül renginin en çok yakıştığı bir nesneydim. Nasıl olurda başka anlamlar çıkarabiliyordu diğerleri, ben diğerlerinin nüfusuna ne kadar uzaktım. Ancak saygın bir yok oluş hikayem olabilirdi. Zorba ruhların beni teslim alışını kutlamayacaktım elbette, elbette üzgündüm. Artık baş kaldıramayacak kadar da yorgun…Atalarım utanabilirdi benden, çünkü onlar evrenin son halini görmemişlerdi. Herkes kendi ölüsünü yıkayacak kadar yalnızdı. Budala ömürler arşivi bırakacağız ardımızda, hiç bir kitapta geçmeyecek adımız. Bir eylem başlatamayacak kadar suskun ve yorgunuz. Belki de asla bir uyanış hikayesi yazılmayacak. Yasemin bahçelerinin kokusundan ve nehir kenarlarındaki huzurdan kimse bahsetmeyecek. Heyy! Farkında mısınız? Hepimiz aynı gemideyiz. Birlikte batıyoruz. Artık kapılar kapanıyor, dilsiz bir çağ başlıyor. Harfleri, boş askılıklardan intihara sürükleyen halk, düzmeceden ağıtlar yakıyor şimdi…Herkes biraz suçlu, ama herkes birazcık utancı çok görüyor kendine…El ele verip ölmelik günleri siyah demir çerçevelerde asmalıyız beyaz boyalı duvarlarımıza. Ve siyahın beyaza tutunma çabasının karşısında dinlenebiliriz. Çok şifre vardı bilmediğimiz, Beklediğimiz ipucu geldi. İyi ruhlar öldü. Kötü ruhlar kazandı. Her şey tam bir trajedi idi. Ve Baş kahraman yine insandı. —————— Yazar/şair/felsefeci: Josef KILÇIKSIZ Ve Sonay KARASU
·
137 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.