Yazardan okuduğum beşinci kitap Binbir Hayalet oldu. Kült kitaplarını okuduktan sonra bu eserini de okumak için sabırsızlanıyordum ve bitirdim bugün. Ve şunu anladım: yazarımız heyecanı çok seviyor ama bunun yanında gerilimi de unutmamış. Hafif dozda da olsa bir gerilim klasiği. Okunma sayısının az olması dışında harika bir kitaptı bence. Kitabın adı sizlere bir şey hatırlattı mı? Binbir Gece Masalları örneğin. Ürkünç olması dışında o masallar gibiydi. İçinde birbirinden gerçekçi ve ürkütücü öyküler barındıran bu kitap Alexandre Dumas’ın kendisiyle başlıyor çünkü baş kahramanımız o. Avlanmayı sevmemesine rağmen arkadaşlarıyla vakit geçirmek için bir kasabaya giden Dumas şok edici bir olayla karşılaşır ve avı, arkadaşlarını unutur. Çünkü bu olay dehşetli ve kanlı bir cinayettir. Katilin soruşturması ve cinayetin dehşetinden sonra kasabanın ileri gelenlerinin toplandığı eve davet edilen Dumas garip ve heyecanlı geçen bir akşam yemeğine dahil olacaktır. Herkes birbirini inandırmak için başından geçen gerilim dolu hikayelerini anlatır, anlatan kişiler önsözde okuduğuma göre gerçekten var olan insanlar. Olayları ilginç kılanda bu zaten. Anlatılanlar bazen üzücü ama genel olarak korkunçtu. Hayaletler, idamlar, kovalamacalar ve vampirler derken nasıl sona geldim bilmiyorum.

Binbir HayaletAlexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019621 okunma

·

611 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Marceline Proust