Efektif talebin düzeyi, ilk önce gelirin dünyadaki dağılımı ile belirlenir. Açıktır ki bir alıcı ne kadar parası varsa o kadar çok şey alabilir. Bu basit gerçek, kapitalistler için içkin ve süregiden bir ikilem oluşturur. Bir yandan, mümkün olduğunca çok kar elde etmek ve dolayısıyla başkalarına, örneğin çalışanlarına giden artı-değerin miktarını en aza indirmek isterler. Diğer yandan, en azından bazı kapitalistler, yaratılan artı-değerin bir kısmının yeniden dağıtımı na izin vermek zorundadır; yoksa normal olarak ürünleri satın almak için çok az alıcı olacaktır. Dolayısıyla, zaman zaman en azından bazı üreticiler gerçekten çalışanlarına verdikleri ücreti artırmaktan yanadır.