Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
1/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Sapıklık nasıl romantize edilir? Merak ediyorsanız buyrun.
Eveeet bu kitabın ilk kötü yorumunu okumak için arkanızı rahat bir yere almanızı tavsiye ederim size. Nedenini anlamadığım bir şekilde arkadaşımın ayıla bayıla okuduğu kitaba onun tavsiyesi ile başladım. Kitabın ana karakteri asla çalışmasını gerektirmeyecek derecede zengin, ekmek elden su gölden kendine 'aylak' diyen birisi. E tabii insanı çalışacak vakti olmayınca bol bol düşünebilecek vakti oluyor güya. Ölmüş bütün filozofların, düşünürlerin kemiklerini sızlatacak kadar kötü düşüncelere sahip Bay C'nin düşünceleri beni çileden çıkardı. Aydın olmaya çalışırken eril, yobaz düşünceleri eleştiren ama söz konusu kadınlar olunca yine aynı düşüncelere sahip bir karakter. Bir kadınla evlilik öncesi rahat bir hayat sürmek isterken kadının düşünce yapısına asla saygı göstermiyor. Babası ve teyzesi yüzünden çocukluğunda yaşadığı travmaların etkilerini görüyorsunuz. Ancak bir insanın travma sonrası sergilediği kötü davranışlar onu haklı yapmaz tam tersi hastalıklı gösterir. C. Ayşe tarafından aldatıldıktan sonra B. ile birlikte oluyor. İlişki cinsellik boyutuna gelince B.(kitaptaki tek mantıklı karakter) C' deki terslikleri fark edip terk ediyor. Daha sonra C. B'nin arkadaşı olan Güler'i günler boyunca evden okula, okuldan eve takip ediyor. Hatta öyle ki Güler'in evinin karşısındaki kahvede her sabah onu bekleyip, fakülte çıkışı için de yine fakütenin yakınlarında çıkışına kadar sapıkığa devam ediyor. E tabi adam aylak başka işi yok ne yapsın değil mi!!! C. o kadar şanslı bir insan ki Güler onu takip ettiğini anlayınca en kuytu sokaklardan geçip(!) C. ile konuşacak yer arıyor. Çiftlerin böye ulu orta yerde görüşmeleri ayıp çünkü. Güler o kadar salak ki kendini C'ye tamamen verebilmek için zil zurna sarhoş oluyor ama yine beceremiyor. Daha sonra mevsim değişip C. Güler ile ayrılıp yine kitap başındaki Ayşe ile birlikte oluyor. Ha bu sezon değişip Ayşe'yi görmeden karanlık sokakta yakaladığı nişanlı olup neyse ki evli olmayan kadını(!) taciz ediyor. Tam ileri gidecekken aklına güler gelmesin mi? İşini yarım bırakıyor bizim adam. Ama o sokaktaki kadın da tecavüz için kendini teslim etmeye nasıl hazır bi görseniz! Ayşe ile güzel bir tatil yaşayan C. çocukluğunda yaşadığı travmaları anlatıyor kadına. Ve normal olarak korkan Ayşe'nin günlüğünde yazdıklarını okuyor. Ayşe zaten korkmuş, bu adam benimle gönül eğlendiriyor, evlenmez çocuk yapmaz diyip C'yi terk ediyor. Tatilden dönen C. yine sokakta gördüğü bir kadını sapıkça takip ederken kadının akıllı çıkması ve kaçması sonucu kadını kaybediyor. Ve tüh bizim de üzülmemiz gerekiyor değil mi?! Benim gibi sapıklığın romantize edilmiş halini okuduğunu düşünen başka mantıklı insanlar yok mu? Yazarın diğer kitaplarını da incelediğimde yine aynı çizgide sapık karakterler işlediğini gördüm. Bir insanın sapıklığı böyle yazması sizin de içinizde de o kişinin bir sapık olabileceği hissini uyandırmıyor mu? Benim karaktere olan sinirim ve nefretim o yazarın ne kadar iyi yazdığını falan göstermez ayrıca. 2 cümle ile de bir sapığı tanımlasanız ben yine sinir olurum romantize etmenize gerek kalmaz. Uzun lafın kısası kitaba verebileceğim en yüksek puan -1.
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,9bin okunma
·
397 görüntüleme
Tuğba okurunun profil resmi
Yine iyi daynmışsınız bitirmişsiniz kitabı. Ben ona bile katlanamadım. Sanki biri ingilizce bir metini google translatordan çevirmiş gibiydi.
Altun A.Ş okurunun profil resmi
Tutulacak bir yanı yok kitabın
Biri okurunun profil resmi
Bu incelemeyi arıyordum teşekkürler.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.