Aşkın Metafiziği'ne dair birkaç not... Kitabın ele aldığı konunun mahiyetini açıklayan bir alıntı ile söze başlamak yerinde olacaktır: "Sen, insanların ve tanrıların efendisi, aşk!" Tüm duyguların efendisi olan bir duyguyu ele alıyor Schopenhauer. Siyaset ve ahlâk felsefesinin domine ettiği bir alanda aşk üzerine düşünmek Schopenhauer gibi çağının en ünlü filozoflarından biri için alışılagelmiş değil. Neredeyse tüm insanlığın hayatında; bunu özellikle sanatta görebiliriz, bu kadar önemli bir yere sahip olan 'aşk' teması felsefe tarihine kabaca bakıldığında, genellikle arkaplanda kalan bir tema olmuştur. Dolayısıyla, konunun filozofi bir değerlendirmeye tabi tutulması benim için memnuniyet verici oldu. İçerikle ilgili aşırı detaya girmek uygun düşmeyebilir. Kabaca bahsedecek olursak, Schopenhauer, aşkın cinsel bir içtepiden ortaya çıktığını ve türün devamı için gerekli bir duygu olduğunu ele almış. Bununla ilişkili olarak da eş seçimi, evlilik ve çağının etkisiyle kadın-erkek ilişkileri üzerine notlar düşmüş. Kitabın giriş kısmında Schopenhauer'ın Yaşam Öyküsü ve Yapıtları başıklı bir kısım var, sade ve anlaşılır bir yazı olduğunu söyleyebilirim. Burada, Schopenhauer'ın kötümserliği ve onunla ilişkili olarak insanın istekleri, dürtüleri, içtepileri ve irade gibi kavramlar ele alınmış. Daha sonra bu kavramlar, aşkın metafiziğini ele alırken de karşımıza çıkıyor. Böylece hem eğlenceli, hem de düşündüren bir eser ortaya çıkıyor. Filozofun düşüncelerini ve tespitlerini zamanın ruhunu da göz önünde bulundurarak değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Aşk derdine deva arayan, aşkı arayan, onu kaybetmiş ya da onu merak eden herkese okumasını tavsiye ederim. Konuya dair zihnini genişletmek isteyen herkese tavsiye edilir. Sevgiyle kalın

Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer · Yapı Kredi Yayınları · 201913,2bin okunma

·

859 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.