Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

187 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Eveeeeett, yine bir Dostoyevski ve yine harika bir başyapıt. Öve öve bitiremeyeceğim, okuduğum her eserinde vay be dediğim/diyeceğim bir yazar, bir üstad.. Dostoyevski'yi okurken, "psikolojik tahlilleri nasıl bu kadar derin, nasıl bu denli başarılı yapıyor, iç dünyasında neler yaşıyor, bu analizleri bizlere nasıl bu kadar başarılı aktarabiliyor" diye düşünmekten çoğu kez kendimi alamıyorum. Ve okuduğum her Dostoyevski eseri beni içine çekiyor, bu kadarı da olmaz yahu dediğim her şeyin tam da o kadarı, hatta daha fazlası oluyor. Zaafımsın Dostoyevski.. zaafım.. Gel gelelim üstadımızın bu eserinin "ilginç" hikayesine.. Dostoyevski, hayatında yaşadığı bir çok sorunun-sıkıntının (hastalığı, tutuklanıp idama mahkum edilecekken çar tarafından affedilmesi, sürgün, sara nöbetleri vs vs) yanı sıra bir de ödeyemeyeceği kadar kumar borcu vardı. Derken kurnaz bir yayıncı olan "Stellovski" yardımına yetişiyor. Ve Dostoyevskiden, kendi yayınevinde yayımlamak üzere "novella" (romandan kısa,hikayeden uzun edebi bir tür) yazmasını ve 2 yıl içinde kendisine teslim etmesini ister. Eğer teslim tarihi gecikir ve eseri yetiştiremezse, yazdığı ve yazacağı tüm romanların haklarının kendisine devir olacağını şart koşmuştur. Üstadımızda çaresizce düşünmeden kabul ediyor ve kısa da olsa rahat bir dönem geçiriyor. Umursamaz olan Dostoyevski 23 ay boyunca hiçbir gayret sarfetmiyor. Zaten artık eskisi gibi görmeyen gözleri bu duruma iyice engel teşkil ediyordu. Derken, Rusya'da stenografi denilen (alfabe harfleri, noktalama işaretleri kullanılmadan semboller ve kısaltmalar kullanılan hızlı yazma metodu) sistem ortaya çıkıyor. Yolu da stenograf olan Anna Grigoryevna Snitkina ile kesişiyor. Dostoyevski'nin tüm huysuzlanmalarına rağmen roman gününde bitiriliyor. Tabi bizim cin fikirli yayıncımız Dostoyevski gibi geleceği parlayan bir yazarın geçmiş ve gelecek yıllarının nimetlerini elinden kaçırmak istemediği için yayınevini kapatıyor. Dostoyevski de notere gidip, romanın gününde tamamlandığını onaylatıyor, yayıncıyla mahkemelik oluyor mahkeme de Dostoyevskiyi haklı bulunca gelecekteki tüm gelirlerini kurtarmayı başarıyor. Bu olaydan sonra kutlama yemeğine katılan Dostoyevski, "kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" imasıyla Anna'ya evlenme teklif ediyor ve Anna'nın da olumlu cevap vermesiyle, Dostoyevski yaptığı bu teklifle hayatının en doğru kararlarından birini vermiş oluyor :) Eserin konusuna gelecek olursak; Aleksey İvanoviç, 25 yaşında üniversite mezunu soylu bir öğretmen. Aynı zamanda hem kumar aşkıyla hem de Polina'ya duyduğu aşkla yanıp tutuşan yağız bir delikanlı. Kumarbaz, Dostoyevski'nin aşk ve kumar tutkusunu en sade haliyle kaleme aldığı yapıtlarından biri. Okurken, kumar oynayasınız hatta Vegasta olasınız geliyor :) çünkü büyükannemizin kumar sahneleri sizi öylesine içine çekiyor ki heveslenmemek elde değil :) tabi sonrasında "günah annem günah" çanları çalıyor ve kısa da olsa Vegas hayalleriniz uçup gidiyor :) Velhasıl, dramatik bir aşk, tutkulu kumar sevdası.. özenle işlenmiş bu eseri zevkle ve arkanıza yaslanarak okuyun..
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,4bin okunma
·
125 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.