Yeraltı edebiyatının en iyilerinden olan Dövüş Kulübü kitabında toplumdaki marka takıntısını, tüketim çılgınlığını, daha iyi araba, daha iyi ev ve hep daha fazlasını istemeyi tam olarak sindirememiş baş karakter, Tyler'ı anlatıyor. Bütün dünyanın dibe vurmasını isteyen Tyler, dövüş kulübünü kuruyor. Dövüş kulübünde sınıfsal ayrımlar ortadan kalkıyor ve herkes dövüş kulübünün bir parçası oluyor. Chuck Palahniuk ise tüketim toplumunda ihtiyacımız olmayan şeyleri kendimize ihtiyaçmış gibi gösterip bu zincirin bir halkası olduğumuzu bir kez daha bize hatırlatıyor. Fakat keşke önce kitabını okusaymışım çünkü filminde verilmek istenen mesajlar biraz eksik kalmıştı. Başucu kitabı olacak nitelikte bir kitap. Herkese okumasını tavsiye ediyorum.