Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

157 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
KOLAY GÖRÜNÜRDÜ AMA DEĞİLDİ
“Bize benzeyen onca ayna görüntüsünün içinden hangisinin bizi tam olarak yansıttığını, hangisinin ihanet ettiğini nereden bileceğiz? Dünyada kapladığımız küçük mü küçük noktadan bakarak hatalı imgelemler olmaksızın kendi kendimizi nasıl gözlemleyebiliriz?” (s.156) İki hafta önceydi. Tatile çıkarken yanıma almak için fazla yer kaplamayacak, çabuk bitecek, sıkmayacak, çok göze batmayacak bir kitap ararken, rafların üzerinde usulca okunmayı bekleyen diğerlerinin arasından seçtim bu kitabı. Tüm kriterlerime uyan bir şezlong kitabı gibi geldi bana. Yoksa hali hazırda okumaya devam ettiğim büyülü Güney Amerika efsanelerinden takoz gibi kalın Cortazar’ın Seksek’i ile valizimi bir kat daha ağırlaştırmayı göze alamazdım. Üstelik kalın kitaplarla görünmek insanlarda bir vurgu- çok okuyorum- hissi uyandırabilir neme lazım:) Bence has, öz kitap kurtları kitaplarını kıskanır ve milletin gözüne sokmaktan pek hoşlanmazlar. Kafelerde, orda burda ellerinde kitapla dolaşan tipleri de hiç sevmezler. Hani şu elinden kitap düşmediği halde hâlâ -de ve -da’ları doğru yerde ayrı yazamayan, mrb, slm, knk…vb. kısaltmalarla ağzını yaya yaya klavye diliyle konuşan tipleri işte! İnsanların teşhir budalası olduğu şu saçma sapan çağda yaşasaydı S. Ali, Kürk Mantolu Madonna’dan utanırdı vallahi. Her neyse dedikodu bir yana, kitabın adına gerçekçi bir sempati duyarak almıştım bu kitabı İstiklal’deki YKY’den: ‘Bütün İnsanlar Yalancıdır.’ Ben de kitap ismiyle aynı fikirdeyim amma velâkin kitabın başlıkla alakası pek yok. Bir yazarın ölümünün ardından ölmeden önce onu son olarak gören dört kişinin ağzından çıkan cümlelerle anlatılan bir öykü. Öldükten sonra sizin hakkınızda söylenenler ne kadar umrunuzdaysa öyle mi yaşarsınız acaba, yoksa bunu hiç mi hiç düşünmeden mi? Öldükten beş dakika sonra herkes için sadece bir nesne oluvermenin ağırlığına hiç değinmeden o yaşıyormuş gibi seçilmiş anlatılar. Usta bir güneyli kalem daha! Şu Arjantin’in havasından soluyan suyundan içen edebiyatçı olmuş arkadaş Borges ve şürekası resmen, denk geldi ne diyelim. Cortazar’ı evde bıraktık Alberto Manguel’le yola koyulduk. Anlatılan kişiden çok anlatıcıların hayatları ön planda. Onların hayatlarında önlerinden geçen bir tren kadar, düşen bir yaprak gibi, akan bir nehir misali iz bırakmak; herkes için olağan. Hepimiz için geçerli. İşte bu sıradanlık romanı sıradışı yapmış. Borgesvari cümleler, yormayan paragraflar, buzlu bir şişe içecek ve dalga sesleri arasında güzel gitti ama bitirmek yine eve kaldı. Şimdi de parmak arası terliklerimin sabote ettiği ayaklarımın üzerinden güneşte fazla kalmanın cezası olarak soyulan derilerimi koparırken yazdım bu satırları. Daha fazla iğrençleşmeden bitireyim. Cortazar’a dönme vakti. Evde olmak gibisi yok, oh!!
Bütün İnsanlar Yalancıdır
Bütün İnsanlar Yalancıdır
Bütün İnsanlar Yalancıdır
Bütün İnsanlar YalancıdırAlberto Manguel · Yapı Kredi Yayınları · 2012151 okunma
·
498 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.