Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Nakışlar Yayınevi'nin sâhibi rahmetli H. Cengiz Alpay'dan dinlemiştim. 12 Eylül 1980 ihtilâlinden sonra, bir eve baskın düzenleniyor. Her taraf didik didik aranıyor. Kitapların bulunduğu odaya giren polisler burayı da bir güzel karıştırıyorlar. Polislerden biri, yeni bir suç âleti bulmanın heyecânıyla âmirine koşuyor. Elindeki Meydan Larus cildini göstererek işte bir Rus kitabı buldum diyerek, önemli keşifte bulunduğunu dile getiriyor. Şimdi bize çok komik gelen buna benze vak'aların olağanüstü dönemlerde, demokrasinin askıya alındığı, yöneticilerin baskıya başladığı zamanlarda sık sık meydana geldiğini biliyoruz. Otuzlu, kırklı yıllarda bu ülkede korkunç bir kitap katliâmı yaşandı. Başta bir takım vâliler, kaymakamlar, nâhiye müdürleri, hatta muhtarlar olmak üzere, işgüzar, kraldan çok kralcı yöneticilerin ön ayak olmasıyla evler arandı, köşe bucak tarandı. Ele geçirilen eski yazılı kitaplar, Arapça, Osmanlıca eserler derhal toplatıldı. Atılarak, yakılarak, gömülerek imha edildi. Tehlikeyi gören ve korkuya kapılan bir takım kimseler de kendi kitaplarını, bizzat kendileri yok ettiler. Şimdilerde bâzı hâkimler, garip kararlara imza atarak bazı mahkûmlara okuma cezâsı veriyorlar. O zamanlar ise kitapların kendileri mahkûm ediliyor, saklanarak, toplanarak, yakılarak, gömülerek cezâlarını çekiyorlardı. Kitap toplama kampanyaları yakın târihimizin ve kültür dünyâmızın yüz karası olarak biliniyor. Düşünebiliyor musunuz, sâhibinin bin bir zahmetle ve ömür boyu topladığı yüzlerce, binlerce kitabı birileri Karakûşî bir emirle evlerden, kütüphânelerden toplattırıyor, bu suç âletlerini (!) garazî ve marazî bir zevkle imhâ ediyor. Ne diyelim, kişinin kitap düşmanı olması için, kendi kendinin düşmanı olması gerekiyor. Şimdi isterseniz, birkaç cümleyle de olumlu anlamda kitap toplayanlardan bahsedelim. Zengin para ya, âlim kitaba doymazmış. Büyük bilginlerin, aynı zamanda zengin kütüphanelere sâhip olduklarını görüyoruz. Onlar engin bilgilerini bu türlü hazîneler sâyesinde elde ediyorlar. İstidrat kabilinden belirtelim ki, sâhibinin, yâhut bir ilim adamının her türlü çileye katlanarak topladığı bu kitaplar iki büyük tehlikeyle karşı karşıya bulunuyor. Yangın ve kadir kıymet bilmez mirasçılar... Bir baba şefkatiyle kitaplarının üzerine titreyen âlimin, kitap dostunun ölümünden hemen sonra kütüphanesinin dağıtıldığını, canı pahasına koruduğu eserlerinin tez elden evden çıkarıldığını, bu dramatik sahnede ise en başta gelen oyuncuları evin hanımının ve bir kısım çocuklarının teşkil ettiklerini üzülerek görüyoruz. Bu dünya böyledir işte biri toplar, biri dağıtır.
Sayfa 161 - KUBBEALTI / Enver Paşa'nın Toplattığı KitapKitabı okudu
·
124 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.