İliada’dan sonra hızla akıp gitti kitap. İliada destanı savaşın anlatıldığı süreçken, Odysseia ise M.Ö. 8. Yüzyıl civarı yazılmış ve Truva savaşına katılan memleketinden uzaklaşarak verdiği cesur mücadele ile destansı yapıda oğluna ve eşine kavuşma mücadelesi anlatılıyor. Kaderine karar veremeyen tanrıların çizdiği rotalar bir çok tehlike ile karşılaşmasına ve yılmadan büyük bir mücadele ile memleketi İthaka’ya kavuşma anılarını aktarıyor. Batı Edebiyatının en eski metnidir. Şiddet, zenginlik ve yoksulluk, evlilik, aile kavramı ile insan olmanın değerli yapı taşları ile örülü bir destan. “Yolda gelirken bu dünyada en çok nefret ettiğim insanları hatırladığımdan İthaka’ya öfkeyle ayak bastım. O yüzden çocuğun adını ‘ Öfkeli olan ‘, yani Odysseus koyuyorum.... “ diye cümleyi devam ettirir. İsmin anlamı ve konma sebebini anlatır. Zeus’un güzel kızı Athena’nın desteklerini bir bir görüyorsunuz. İnsan gündüz ne kadar yas tutarsa tutsun, gece uyuyabildiği sürece acılarına katlanmayı göze alabiliyor. Destanları şimdi başlayacağım, üçleme adını verdiğim Kirke ile devam edeceğim. Kirke’nin yorumlarını da bitirdikten sonra paylaşacağım. Odysseia okurken Kirke’nin merakı sardı bile Okunmaya kesinlikle değecek, Yunan mitleri ve yaşamsal döngülerin varlığında kendi topraklarımızı da içine alan destanlarla buluşmanız temennisiyle

OdysseiaHomeros · Zeplin Kitap · 20205,3bin okunma

·

137 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.