Gönderi

Sen, buluşabildiğimiz ender günlerden bi­rinde, bana gelmiştin. Yaz başıydı; ben bahçede oturmuş rakı içiyordum; sen de —galiba mut­ luluktan— koşuşturup duruyordun. Sana, yarı şakayla, “Haydi bakalım — bana erik getir” de­ miştim. Koşup gitmiştin: Bahçede bir erik ağacı olduğunu biliyordun. Epey sonra (hatta, biraz daha gecikseydin, kalkıp sana bakmağa gidecek­ tim), alı al, moru mor, kan-ter içinde geri gelmiş­ tin : elinde bir külah: Manavdan, harçlığının son kuruşuna kadar vererek aldığın erikler... Ağaçta erik yoktu; ama Baban senden erik iste­ mişti... — Ne yapabilirdin ki... Yapman gerektiği için yapabileceğini yapmış­tın — işte seni insan yapan da bu.
Sayfa 12 - Sel Yayınları, OruçKitabı okudu
·
143 views
İsa okurunun profil resmi
Artık bu yaşa geldiğine göre, öğrenmişsin- dir; biliyorsun, biliyorum: Öyle ‘insanlar vardır ki, babalan onlardan erik istese, gidip, şöyle bir bakıp, “Ağaçta erik yok” diyebilirler. Böylesi ‘in- san’lan tanıdın, biliyorsun. Ama sen — senin yapabileceğin çünkü yap­man gereken tek birşey vardı: Baban’a erik bul­ mak... Hani masallarda vardı ya — bütün erikler “Kaf Dağı’nın ardında” olsaydı, o zaman sen de bir “Zümrüd-ü Anka kuşu” bulup, sırtına biner, yola koyulurdun...
İsa okurunun profil resmi
Buna, seni öylesine etkileyene, ve o yaptığını yapmak istemeni sağlayana, onu yapacak gücü sana verene, “sevgi” adının takıldığını işitmiş- sindir, bol bol — herkes ondan sözeder; o “Erik yok” diyenler de kullanırlar bu sözcüğü. Ama biliyorsun; gidip erik aramayı sahiden isteyenler pek azdır — sahiden arayanlar daha da az... — Bulabilenler... Aslında yalın birşeydi bu senin için: Öyle bü­yük sözcükler falan gerektirmeyecek, hatta, hiç- birşey söylemeyi gerektirmeyecek kadar yalın birşey:-Baban senden erik istemişti — o kadar...
İsa okurunun profil resmi
Sana şimdi o kadar çok şey söylemek is­tiyorum ki, hiçbirini doğru-dürüst söyleyemiyo­ rum... Kusuruma bakma — yazım da gittikçe bozu­ luyor...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.