Sevgilim,
"...çünkü posta güvercinlerini iyi beslemiyorlar, mektuplar geç kalıyor."
Bir türlü güvenemiyorum posta güvercinlerine
İyi bakılmıyorlar buralarda, dahi karıştırıyorlar yolları
Sanma tereddütüm yazmaktan
yaşamım ki kıvrılmış mektupların, yazmaların arasına
etraf hep dağınık, hiçbir şey zarflanmamış
İlişiyor elim köşesi kıvrık sararmış bir tekine
ne çok zaman kızmışım sana, sözcükler salmışım üzerine
kafası dik durmuşum sonsuz saadet sözlerine
Bir türlü güvenemedim ben posta güvercinlerine
yazı olur, kışı olur, şüpheli bir nefes kuşların göğsündeki
yine de vazgeçmiyorum kalemimden
alışmışım yaslara içimden filizlenen
Bir zamanlar hep ötedeydi parıldayan yıldızlar
ben ki annemin ellerini yollar buz tutunca bilmişim
kalemimle arama mevsimler giremedi.
Yine de bir türlü güvenilmiyor şu posta güvercinlerine
sevgililer varıyor, sevgililer arıyor onlardan önce
Sonra bilmiyor kimse mektuplar suya düşünce
Korkuyorum, korkak da bir çocuktum ben
annesi kelimelerini suya yazmış, ama bilmeden
Bundandır korkar kelimelerim daha uzaktan suyu görünce
bundandır korkum benim, ayrılık diye bir şey işitince
böyleyken nasıl uçurayım mektubumu bilinmeze
Sevgilim, bir türlü güvenmesem de posta güvercinlerine
Diziyorum kelimeleri, nakışlıyorum harfleri
bir genişleyen, bir küçülen bir hayale iliştiriyorum
O güne dek bir süs yoncasıyım gündüzlere tabi
de ki aklım gözlerinin yeşil genişliğinde
geceleri kazma kürek dolduruyorum kuyuları
itiyorum başımda asker dar ağacının gölgesini
Ne iyice diri, ne iyice ölü
seni bekliyorum yettiği kadar bir nefesle