Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Şehit Miralay Nazım Bey'in Anısına...
Fikriye sessizce içeri girdi, bekledi. "-Bir şey mi var Fikriye?" Fikriye'nin yüzünden bütün kanı çekilmiş gibiydi: "-Evet Paşam, kötü bir haber var. Salih Bey üzülürsünüz diye söylemeye cesaret edemiyor." "-Nerde o?" "-Kapıda." M. Kemal Paşa, "-Salih, gel!" diye seslendi. Salih Bozok içeri girdi. Durdu. "-Ne var? Ne oldu?" "-Şimdi Fevzi Paşa telefon etti. 4. Tümen karargâh kadrosu felakete uğramış." "-Ne demek o?" "-Kurmay Başkanı Binbaşı Şerafettin Bey yaralı olarak düşman eline esir düşmüş. Çoğu şehit olmuş efendim. Askerler ancak birkaç yaralı subayı kurtarabilmişler." M. Kemal korkarak sordu: "-Nâzım?" Salih ağlamaya başladı. M. Kemal Paşa donup kaldı, sonra zorlukla, "-Gel biraz yürüyelim" dedi, bahçeye çıktılar. Büyük ağaçların altında yürüdüler. Uzun bir sessizlikten sonra M. Kemal Paşa, "-Yarınki Kongreye birkaç kadın öğretmen de katılacak." dedi, "..bunu duyan bazı milletvekilleri karşı çıktılar. Şu zavallı kafaya bak! Bu çağ dışı, dünyaya kapalı, alaturka, ilkel kafalar yüzünden bugün bu haldeyiz. Başka yolu yok ; kendimizi yenilemek, ilerlemek, günümüz uygarlığına ayak uydurmak, onlarla eşit duruma gelmek, bunu sağlamak için de bu donmuş, durmuş, uyuşmuş kafaları değiştirmek zorundayız. Yoksa bugün kurtulsak bile, yarın yine ayak altında kalırız, kurbanlık koça döneriz, yem oluruz, yine rahat rahat sömürürler, bugün yaptıramadıklarını ilerde yine yaptırmaya çalışırlar, yine bir sürü işbirlikçi bulurlar. Uğrunda birçok çocuğumuz gibi Nâzım'ın da canını verdiği bu büyük mücadele, boşa gitmiş bir gayret olur."
Sayfa 180Kitabı okudu
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.