Fransanın Ahmet Ümit'i deniliyor, ödüllü, bi oku çok seversin aaa elinde düşmezlerle kitaba başladım ama kitabın yarısına gelmeden katili buldum çok canımı sıktı. Çok büyük beklentiler duymayacaktım ama neyse Leyleklerin uçuşunu okusaydım keşke. Üst üste beğenmedim kitaplar okuyunca çok moralim bozuluyor ya. Kendimi salak gidi hissediyorum bi de başladım bitsin diye okumaya devam ediyorum. Ah Minecimin bi sözü aklıma geldi " Karpuzu kestin. Baktın ki kabak.
Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?" Mine Urgan şöyle der: "Bu cümleyi duyduktan sonra başladığım her ne ise hoşlanmadığım yerde bırakmaya karar verdim.
Kitabı da, insanı da..." yav bunu niye yapamıyorum ben canım çok sıkkın bugün. Gelelim konusuna evet sarsıcı ensest tarikatın engelli doğan çocuklarını ayine kurban etmelerini anlatması beni derinden üzdü. Uslup, konu bütünlüğüde saçma gitti bir cinayet oluyor tam onu çözmeden bir cinayet daha sonra tam katile yaklaşıyor bi cinayet daha ama alakasız insanlar ölüyor bu ne alaka la diyorum ama yine de okudum. Ah akıllanır mıyım birgün sanmam.