Gönderi

380 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Bir gece , Bir Düğün Gecesi
“Şuramda, en sahici sevinçle en sahici üzünç arasında bir yerde , en sahici acısıyla bir yara açılıyor. Bu bir canlılık belirtisidir. Taşın kanadığını kim görmüş?” Sahi kim görmüş taşın kanadığını?… Ne çok yaraya şahit olduk Bir Düğün Gecesinde. Kanayan bir ulusun kanayan insanları … 12 Mart darbesinin , farklı kesimlerden insanlar üzerindeki etkilerinin bir düğün gecesinde kah aydın kesimin , kah kapitalizmin oyuncularının, kah sıradan bir yurdum insanının ağzından bilinç akış tekniği kullanılarak muazzam anlatılışı; dönemi siyasal ve toplumsal açıdan o karakterler üzerinden analiz etmemizi sağlıyor. İnsanların bölünmüşlüklerini, dışlanmışlıklarını, hüzünlerini, yaralarını, taraf olamayışlarını, boşvermişliklerini, kaybolan umutlarını derin iç monologlar eşliğinde hissederek okuyoruz. Herkesin yarasına ortak oluyoruz. Öyle ya herkes yaralı… Üçlemenin ikinci kitabı olan Bir Düğün Gecesi’nde , ilk kitaptan ( Ölmeye Yatmak) farklı olarak toplumsal olaylar direkt verilmek yerine karakterlerimizin yaralarına gizlenerek sunulmuş ve bu da tabii olarak akıcılığı arttırmış. Bu açıdan ikinci kitabı daha akıcı bulduğumu söyleyebilirim. Bunda belki biraz da nihilist bakış açısı ile romanın önde gelen karakterlerinden Tezel’in de etkisi vardır. Ne diyordu Tezel? “İntihar etmeyeceksek içelim bari !”
Bir Düğün Gecesi
Bir Düğün GecesiAdalet Ağaoğlu · Everest Yayınları · 20212,241 okunma
··
1,487 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.