Gönderi
Selam bugün konusu güzel bir kitap ile buradayım. Öncelikle yazarı bu konuda dikkat çekmeye çalıştığı için tebrik ediyorum.
Kitabın konusu güzel fakat işleyişte sıkıntılar olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Kitapta hem çok fazla editör hatası vardı hem de yazardan kaynaklanan birkaç durum. Anlam bozukluğu, yazım yanlışlığı, alakasız paragraflar, konu geçişinde sorunlar. Şöyle ki bir cinayet hakkında konuşurken birden kadın cinayetlerine kayıyor konu ve bu anlam karmaşıklığına neden oluyor. Bir diğer rahatsız olduğum şey ise kurgunun sıkıştırılmış olması. Şöyle ki bu kurgu rahat 300 sayfalık bir roman olabilecekken 83 sayfaya sığdırılmaya çalışılmış. Anlatım basit kalmış. Sadece ana karakterden değil başka kişilerin ağzından da okunabilirdi. Tanrı bakış açısıyla kısımlar yazılabilir ve eklenebilirdi. Betimlemeler ile daha güzel yazım tarzı oluşabilirdi. Artı olarak sonu daha ayrıntılı gösterilebilirdi. Yazarı tekrar bu tür bir konuya değindiği için tebrik ediyorum.
Kısaca kitaptan bahsedeyim. Hayatını dürüstlüğe ve adalete adamış Başkomiser Ömer Korkmaz. Yaşanan olayları halka tam anlamıyla aktarmak isteyen polis muhabiri Özge Aslan. Başrollerimiz mutlu bir çift ve ikisinin de mesleği gereği kadın cinayetleri, tecavüz vakalarıyla iç içeler. Bir gün seri cinayetler işlenmeye başlar ve tüm kurbanlar taciz, tecavüz vakalarının suçluları. Sizce adaletin olmadığı zaman kişi kendi adaletini sağlarsa bu suç olur mu? Suçlu aslında adaleti sağlamak istiyorsa o masum olmaz mı? Sizce Ömer bu durumda polis kimliğini mi, kalbini mi dinleyecek?
·
65 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.