Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

320 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Seri Yorumu
Selamlarr! Bugün size bana yanancı gençlik dizilerinden bir hava veren ve eğer kafa dağıtmak isterseniz okuyabileceğiniz bir seri ile geldim. Royal Ailesi ve Ella’nın bol olaylı hikayesini dinlemek isteyenleri bu yoruma alabilirim! Royal Serisi bana yazarın kaleminden ve yaşanan olaylardan dolayı Netflix platformundaki gençlik dizilerini anımsattı. Yazarın kalemi akıcı ve bol kaoslu diyebilirim. Asıl karakterlerin çoğu -Ella, Reed,Easton…- lise çağındaki gençler ve yaşanan olaylar da bunun doğrultusunda, tabii işler aileyle girince oldukça karışıyor. Aslında bakılırsa gelişen bazı olaylar beklendik ama karakterlerin üzerinden içeriye gizlenen sırlar kitabı size okutuyor. Birinci kitap benim için oldukça ortalamaydı. Sonu sinir krizlerine sokarak bitirse de ilerleyiş, karşılaşan gençlerin birbirini sevmemesi gibi olaylar tahmin edilebilirdi. Ella, çocuk yaşlarda büyük zorluklarla yaşamış bir genç kız, mecbur kaldığı için istemediği şeyleri çokça yapmış. Çoğu zaman ayaklarının üstünde durması sizi mutlu ederken bazen yaşından geri boyun eğdiği kısımlarda oluyor. Açıkçası birinci kitapta Callum ve Ella dışında hiçbir karaktere ısınamadım. Özellikle Reed ve Easton ikilisine… Ella’ya yaptıkları imalar yüzünden gözümdeb epey düşmüşlerdi. Ne kadar en başta birbirlerine düşman gibi olsalarda bazı kısımlarda ki imaların olmaması sanırım beni daha çok mutlu ederdi. Dediğim gibi birinci kitabın sonu beni epey sinirlendirdi ve şaşırttı. Paramparça Prens’e bekletmeden başladım. İkinci kitapta, yanda kalan karakterlerin daha derinine indi yazar. Brooke ve Dinah karakterleri kesinlikle kitaba kaos kattı. İkisine de çokça, “Olmasanız ne olurdu?” Diye sordum. Sanki her şey mükemmel giderken birden yolun ortasında çıkan taşlar gibi her şeyin içinden fırlamaları beni çok sinir etti. Zaten birinci kitabın sonundan dolayı başlarda oldukça durgun kısımlar okuduk. Reed ağzından okuduğum kısımlarda ona karşı birinci kitapta edindiğim ön yargı azaldı. Easton ise olaylara verdiği tepki ve hakkında öğrendiğim gerçeklerle herkesten çok merak ettiğim bir karakter oldu. Paramparça Prens’te, Royal ailesi ve Ella’nın birleştiği bazı kısımlar oldu. Son kitapta olduğu gibi, bu kısımları gerçekten sevdim. Sanırım bunları okuduğum ve Royal erkeklerinin içini görüp, iyi yanlarını benimsediğim için 2. Ve 3. Kitapları daha çok sevdim. Ve sonuna gelirsem, Kağıt Prenses’in sonunda ne kadar kızdıysam Paramparça Prens’in sonunda o kadar bozguna uğradım… Beklemiyordum. Kitabı bitirdiğim gibi Çarpık Saray’ı okumak istedim. Ama Çarpık Saray beklentimi çok karşılamadı açıkçası. Düşünülürse bence serinin Ella ve Reed kısmında en iyi kitabı Paramparça Prens’ti. 3. Kitabın beklentimi karşılamadığı kısım hem sonunun sanki büyük bir ara veriyormuş gibi bitmesi hem de Reed olayının -bana kalırsa- çok uzatılmasıydı. E tabii bir de Steve karakteri var… Olmasan da olurdu. Hoşuma giden kısımları ise ortaya çıkan gerçekler ve daha çok Reed’in duygularını okumamızdı. Öyle bir anda oldu ki gerçekten o sahneyi soluksuz okudum. Ve şunu da söylemek istiyorum ki, Ella’nın ne olursa olsun Reed’i yalnız bırakmayışı beni gülümsetti. Seri normalde beş ana kitaptan oluşuyor bir de 3.5 diye geçen Gideon’un -en büyük royal- hikayesi var. 4. Ve 5. Kitaplar Easton’un hikayesini anlatıyor ve bunun küçük ipucunu da Çarpık Saray’da alıyoruz. Royal ailesi tam bir çerezlik, kafa dağıtmalı seri. Yetişkin içerik uyarısını bırakarak, diğer karakterlerin macerasında görüşürüz diyorum. Kitaplarla kalın, sizi seviyorum!
Paramparça Prens
Paramparça PrensErin Watt · Yabancı Yayınları · 2021822 okunma
·
115 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.