Gönderi

Çünkü sevgili bayım, nelerden yapıldığını bilmiyorum ama, var, var, şurada boğazımızda duyuyoruz bir yumruk gibi, hiçbir zaman hoşnut edilmeyen, edilemeyen yaşamı, çünkü yaşadığımız biçimiyle, kendine karşı öyle susuzdur ki, tadılmaya bırakmaz. İçimizde canlı kalan geçmiştedir tat. Orada bizi bağlayan anılardadır yaşamın keyfi. Ama neye bağlayan? Şu aptallığa... şu cansıkıntılarına... şu budalaca kuruntulara... tatsız işlere... mi? Evet, evet. İşke bugünkü davranışlarımız, şu bir aptallık, şu bir cansıkıntısı değil mi? Şimdi bizim için bir talihsizlik, gerçek bir talihsizlik olan şey dört beş yıl, on yıl sonra kimbilir nasıl bir tat kazanacak... ne tadına doyulmaz bir anı olacak şu gözyaşları... Ya yaşam, Tanrım, ya yaşam? Yalnızca, bir gün yitireceğimizi düşünmek bile... günlerimizin sayılı olduğunu bilince özellikle...
·
214 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.