Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

444 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitabın adının “Eskici ve oğulları” olması romanın bu minvalde kurgulanması rastgele bir tercih değil, gerçekliği yansılama çabasıdır. Esasen eskicinin Zeliha adlı bir kızı da olmasına rağmen romanın adında bile onun adı, cinsiyeti yoktur. O yıl’ların Türkiye’sinde üretim aracı toprak ve ana geçim kaynağı pamuk olan Adana’da feodal kültürün, erkek egemen anlayışın yansıması kitabın başlığına da sinmiştir. Yine eskicinin bir adının olmayışı da dikkat çekici. Roman boyunca yapıtin odak figürü olan eskici “topal eskici” olarak adlandırılmıştır. Mesleği ve fiziksel özelliğiyle. Anlatıcı okurun, odak figürün özellikle bu yönünü seçmesini istemiştir. Eskici makineleşmeyle ve fabrikalaşmayla birlikte yaşamın ağır koşullarına direnen ve giderek emekçileşen zanaatkar grubunu temsil etmekte, takma bacağı ise yine bir savaşın yadigârı olarak ömür boyu yanında taşıyacağı bir yapay organ olarak kalacaktır. İşin kötüsü uğruna savaştığı ve bir bacağını verdiği o vatanda yaşayanlar ona hak etmedikleri şekilde muamele etmektedir. Bu durum eskicinin ağrına gitmektedir. Anlatıcı psikoloji, sosyoloji, felsefe, folklor (halkbilim), ekonomi ve yakın tarih gibi farklı disiplinlerden yararlanmıştır. Romanda psikoloji ağır basmaktadır. Psikolojinin bu denli yoğunlaştırılması toplumcu gerçekçi bu eseri propogandist tarzdan uzaklaştırmış daha gerçekçi ve okunası kılmıştır. Eskicinin topallığı ve takma bacakları özellikle vurgulanmakta, ona bir ad verilmemektedir. Bu isimlendirmeme anlayışının daha derin psikolojik çözümlemeler yapabilme gereksiniminden doğduğu düşünülebileceği gibi, bu kişinin bir tip olarak, toplumda karşılığı olan bir tip olarak algılanmasının istenmiş olabileceği nedenine de bağlanabilir. Yapıtta toplumbilimin verilerinden de yararlanılmıştır. Geniş ailelerdeki çatlaklar, mahalle yaşamı, ezilmişlerin birbirleriyle ilgili çekememezlikleri gerçekçi bir anlatımla “ezilen yüceltilmesi” anlayışından uzak biçimde sergilenmiştir. Mahallelinin yaklaşım tarzı ilginçtir. Tarlaya gitmeden önce sürekli çocuklarının okumuşluğuyla, iş sahibi  olmasıyla diğer komşularına psikolojik üstünlük kurmaya çalışan mahalleli, tarladan tüm paraları bitmiş ve sıtmaya yakalanmış olarak dönen komşularına yardım etmek için birbiriyle yarışır. Mahallelinin tüm acımasızlığına karşın böyle de bir yönü olduğu vurgulanmıştır. Topal eskicinin camiye giden, dükkânını besmeleyle açan, dinsel değerleri olan bir insan olmasına karşın parası olduğu günlerde rakı, olmadığında şarap içişi, yoksulluğun sorumlusu olarak tanrıyı ve onun yazdığı kaderi sorumlu tutması Anadolu’daki özellikle Adana yöresindeki insanların bir kısmının dinselliğinin bilindik din anlayışından farklılığı ortaya koyar. Burada anlatıcı folklor ve sosyolojinin verilerini ustaca sindirmiştir romana. Birinci ve ikinci dünya savaşı yılları, 48’lerde başlayan Amerikancılık, traktörlerin tarıma girişi, Amerikan makinelerinin tarıma girişi, büyük sanayicilerin ve ihracat yapan büyük toprak sahiplerinin ekonomiye egemen oluşu, topal eskicinin işlerinin kötüleşmesi ekseninde kısa değinmelerle ele alınmış ve burada da ekonomi ve tarih biliminin verilerinden yararlanılmıştır. Yapıtta anlatıcı ilahi ve gözlemci bakış açısını kullanmaktadır. Okumayıhak eden bir kitap olduğu bu referans değinmelerden anlaşılmıştırumarım.
Eskici Ve Oğulları
Eskici Ve OğullarıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20176,6bin okunma
·
116 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.