Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Çığrından Çıkmış Zamanlar - Garib Çoban
Çığrından Çıkmış Zamanlar - Garib Çoban Bir yalana inanmak isteyen kimseyi, hiçbir hakikat yolundan alıkoyamaz. Pek çok hususa bu zaviyeden bakıyorum artık. Yalan duymaktan memnun olanlara, hakikatin aslında ne olduğunu anlatmakla uğraşmıyorum. Ağzımı kapattım ve seninle yüzlerce sessiz şekilde konuştum. Ve hep yeniden senin oldum sen yoktun bende gitmedim seni bekliyorum şems vakti. Sana her şeyi verdim. Ama kalmana yetmedi derim kendime. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. Çok fazla insan, olmadıklarına aşırı değer veriyor. Ve olduklarına küçümsüyor. Hayatta zor olan başkalarının istediğine hoşçakal demek değil. Kendin olmak için geri gelmeyeceğini bilenlere aşk olsun. Bir şeyleri görmezden gelmeyi öğrenmek. İç huzura giden en büyük yollardan biridir. Ama ne olursa olsun, yine de güzel şeydir sevmek. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. Bir kere yaşadığımız şu hayatı, sonsuz bir koşuşturmanın içinde heba ediyoruz. Kaygı, ertesi gündür. Mâlumunuz, bu nihayetsiz koşunun sebebi de kaygılarımız. Yarınlar için bugünleri heba ediyoruz. Hiçbir şey içeriden parlayan ışığı söndüremez sevdiğinle yaşadığın andan b/aşka. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. Ben geldim senin olmak için ey aşk diyebilmektir. Sen olduğun gibiysen o sana yeter. Hayattaki en büyük sınırlamalar kendimize koyduğumuz sınırlamalardır onlardan kurtulduğunda kendini buluyorsun. Yaptığınız her şeyde engin sevgiyi yanınızda bulundurun. Ve arkanızda sadece nezaket ile mutluluk dalgaları bırakın. Onun için ben bilmem. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. Dünya denen garip bir o kadar sisli sokaktan geçiyorum. Her bedenin sığındığı çığlık içine asılmış bir tabela görüyorum. Bazı hayaller gerçek olmayı hakediyor. Masumun gülümsemesi, zulmün yıkılması, yoksulun doyması. Kimsesizlerin sevgi dolu kimselere kavuşması için. Ya da masum yetim ve öksüz çocuk gülüşleri hakediyor, gerçek olmayı. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. Tasavvufla uğraşmakta kararlı olan kimsenin kalbi Allâh dışında her şeyden temizlenir. Bu ise hırkaları değiştirmekle, yüzleri sarartmakla, omuzları toplamakla, sâlihlerin hikayelerini ağzına dolamakla, tesbih ve tehlîl için parmakları hareket ettirmekle olacak iş değildir. Hakkʼı istemekle kararlılıkla, dünyâdan ilgiyi kesmekle ve insanları kalpten çıkarmakla ve Allâh dışında her şeyden soyutlanıp uzaklaşmakla olur. Hakediyorlar ve bu nedenle kuracağız hayalleri teheccüt vakti duada. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. Bu yüreğe sevgi getirilebilir. Ama insanın şarkısı kendi kapısına astığı tabelada. Dünyaya kul olanlar girebilir diye yazıyor. Oysa ki koca gönül buraya sevgili girebilir derken. Ne çok dünyalık reklam yapıyor insan insana ölçülü uyaklı. Namuslu olmak için çok sevgi dolu olmalı insanın. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. Varı g/özle gözlerim acı içindeki acılardan çekerek benimi. Ama ne önemi var hızır ypldaşımızsa acı çektiriyorsun bana. Kalbinde bir inziva bulunmazsa, dünyada da bir rahat yüzü göremezsin. İnsanın kendinden kendine sığındığı bir ufacık hane bu!.. Gizli bir kuytu gibi keşmekeşe kapalı ve fakat yalnız Allah'a ayan bir inziva. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. Şu dünyanın varına bana bana sen sen diyor şefaat edecek olan. Siz ne hazin sizlesiniz aklım hep sendedir artar eksilmeyen sevgimizle. Şu öğüdü veriyorum sana gönül!. Sen seni isteyeni sev!.. Dünyalıkla gelen mutluluk, dünyalık isteyen ile gidecektir!.. Bu uçsuz bucaksız başkası şems vakti. Ne kadar yaşadığımın ne önemi var. Kimse seni Allah’a şikayet etmesin. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. Beni isteyeceğimden çok daha fazla kendime verdi teheccüt vakti gelen sevgili. O başkası ile yeniden doğdum ben. Keşke düşüncelerim de kapansa, gözlerim kapanınca. Ucu Yusuf’un kuyusunda akacak g/özyaşlarımın. Bu kendimi g/örüyorum cümlesi neler biliyor. Şu yedi fersahlık kendine raslamalar tamamlıyor şems vakti Estağfirullahımızı. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. Huzur ve selâmet çoğunlukla sükuttadır. Çareler ile teselliler şikayette değil sükuttadır. Yalnız sözün bir kıymet görecekse konuş. Ulular; kaliteli bir yaşam peşinde olmayı değil. Kaliteli bir ölümü garantileme savaşı vermişler. Dua etmişler!.. Allah'ım hayırlı bir ömür ver!.. Güzel bir ölüm, güzel bir ömür. Hayırlı bir ölüm, niye değil?.. Ölümün güzeli belli. Hangi hayatın hayırlısı olduğunu kim bilebilir?.. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. Yoksa mânânın onda dokuzu sükuttadır. Ben söylediklerimden sorumluyum, anladıklarınızdan değil. Özel isimlerin anlamını veriyor teheccüt vakti bir duada gönül sözlüğü. Suskundur insan kendine konuşmaz, yoktur sırdaşı. Değiştirmeye kudretimizin yetmeyeceği şeyler için fazla yıprattık kendimizi. Herkes yolun bir ucunda. Bunu bir yerde muhakkak anlayacak. Duvara asılmış kuran gibi hasret insan, insanın kitabını okumaya. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. Kimseden bir beklentim kalmadı. Senin cahilliğin benim dinlediğim kadar. Sessizlik bu kadar asilken bazı insanlar. Hiç susmayarak nereye varmak istemektedirler. Kendime söyleniyorum geçiyor. Fedakarlık ve özveri güzel kavramlar lakin kendinize karşı ihmalkar olmak ile aralarında ince bir çizgi var. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. Şems vakti yürüyüşü ve safran kokusu, teheccüt vakti yürüyüşü ile gül kokusu arasında çok güzel bir ilişki var. İhmal etmeyin kendinizi!.. En zor adım, tanıdık olanın ötesine geçen adımdır. Yaptığınız fedakarlıkları görmezden geldiklerinde kendimi çok ihmal etmişim cümlesi yorar insanı. Ey hakikat, ne kadar az alıcın var senin. (Y.ed - Biz Bu Dünyaya Niçin Geldik Albümü) Engin Demirci Şiirleri© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. Kayıt Tarihi : 21.8.2021 01:48:00 antoloji.com/cigrindan-cikmi...
·
347 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.