Gönderi

İSTANBUL...
"İstanbul'u çözmek mümkün değildi. Coşkulu, neşeli bir anınızda birdenbire melankoliye (hüzün) kapılabiliyordunuz. Gülerken ağlamak geliyordu içinizden. Bir esere hayran hayran bakarken, eserin hikâyesi gönül telinizi titretiyordu. İstanbul bir girdaptı. İçine içine çekiyordu sizi. Kurtulmak, kaçmak, uzaklaşmak isterken daha yakınına, ta içine gitmek istiyordunuz. İstanbul bir ışıktı. Pervane misali etrafında dönüp duruyordunuz. Yanacağınızı bile bile ondan vazgeçemiyordunuz."
Sayfa 50 - Genç DamlaKitabı okudu
·
181 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.