Eser, bilimsel bir niteliğe sahip olup Derya Gülfil hocanın doktora çalışmasıdır. Dolayısıyla ihtiva ettiği bilgiler, bilimsel usül ile husule gelmiş. Hâkezâ tespitleri de -öncülleri bilimsel olması hasebiyle- bilimsel niteliğe sahiptir.
Dolayısıyla okuyucu eseri okumak ile meseleyi daha bilimsel, sistemli ve ciddi olarak ele alabilecektir.
Zira duygular, inançlar ve düşünsel kabüller, insanın realiteyi algılamasını yüksek derecede yönlendirir. Böylece çoğu zaman insan olanı değil, olması gerektiğini görür. Bilimsel usül, bu subjektif durumu asgari düzeye indirebilmeyi sağlar. Dolayısıyla eser bir ateistin ateist olma etkenlerini en objektif şekilde görebilmesi için okuyucuya büyük bir faide sağlayacaktır.
...
İlk bakıldığına -eserin ismi ile alakalı- akla hemen şahsı ateist yapan felsefi problemleri ihtiva ettiği geliyor. Oysa eser felsefi temayüllü bir eser değil. Psikoloji alanında yapılmış bir çalışma. Dolayısıyla kişiyi ateist yapan felsefi problemleri değil; kişiyi ateist yapan etkenleri ortaya koymaya çalılıyor. Yani tabiri caiz ise realitenin nedeniyle değil, nasılıyla ilgileniyor.
Bu haseple eserin içerisinde felsefi problemlerle değil, kişinin ateist olmasına neden olan etkenlerle karşılaşacaksınız. Hangi etkenlerin daha etkili olduğunu hangilerinin daha az etkili olduklarını göreceksiniz.
Mesela ateistlerin yüksek bir kesimi tarafından sarf edilen “Çok okudum, araştırdım, bütün dinleri tetkik ettim ve nihayet ateist olmaya karar verdim” gerekçenin, gerçekte yüzde kaçına tekabül ettiğini öğreneceksiniz.
Diğer yandan toplumsal yaşantıdan bireysel yaşantıya, ailenin tavrından dünya görüşüne kadar bir çok etkenin inancı dolayısıyla bilinç dünyasını nasıl etkilediğine dair bilgilerle karşılaşacak; “inandığı gibi yaşamayan, yaşadığı gibi inanır” söyleminin hakikatini idrak etme şansı yakalayacaksınız.
Bizi rahatsız eden ve esere dair bir tenkit olarak sarf edeceğimiz tek olgu eserin dili. Malum bilimsel ederlerde bu problem çok karşılaşılır. Genelinin dili -resmi tavrından sanırım- sıkıcıdır. Maalesef bu eserde bu problemden nasiplenmiş. Fakat problemin sadece yazardan değil editörden de kaynaklandığı aşikar. Umarım ikinci baskıda dil daha sürükleyici bir yapıya kavuşturulur.
Eseri, konuya ilgi duyan arkadaşlara öneriyoruz. Sevgi ve saygılarımla...
